40 yıldır mağarada yaşıyor! 3 dil biliyor
Balıkesir’de yaşayan 72 yaşındaki İskender Gündüz tam 40 senedir mağarada yaşamını sürdürüyor. Hayatının bir kısmını Brüksel'de geçiren ve 3 dil bilen Gündüz, 40 yıl önce ailevi sebeplerden dolayı çıktığı dağdan…
40 yıllık dağ yaşamının 30 yılını 200 metre derinliğindeki mağarada geçirdiğini söyleyen İskender Gündüz, son 10 yılda da mağaranın göçmesi neticesinde kendi elleriyle yaptığı kovukta yaşamını sürdürüyor. Şehir ve köyde yaşamayı reddeden ve gelen davetleri de geri çeviren İskender Gündüz, dağda yaşamanın şehirde yaşamaktan daha kolay olduğunu söylüyor.
İskender Gündüz efsanesi
Akyar kırsal mahallesinin çevre köylerinde İskender Gündüz esrarını koruyor. Geçmişi ile ilgili hiçbir bilgi vermeyen İskender Gündüz için çevrede yaşayan köylüler değişik rivayetlerde bulunuyorlar. Civar köylerde yaşayan vatandaşlar İskender Gündüz'ün İzmir Karşıyaka Koleji'nden mezun olduğunu, üniversitede İngilizce ve Fransızca bölümünü bitirdiğini ve üç dili birden konuştuğunu ileri sürüyorlar. Geçmişiyle ilgili vatandaşlar ayrıca İskender Gündüz'ün uzun yıllar Belçika'da babası, eşi ve iki çocuğuyla birlikte yaşadığını, annesinin ölümünden kendisini sorumlu tutarak köyündeki dağa yerleştiğini belirtiyorlar.
Gündüz: "Tabiatta bunalım olmaz"
40 yıldır dağda bir mağarada yaşamını sürdüren İskender Gündüz ise İHA'ya yaptığı açıklamada, “Benim adım İskender Gündüz. 70'i geçen yaşım var. Ben hep dağdayım; 40 seneden beri dağdayım. Tabiat kişiyi biyolojik bakımdan yoğurur. Mademki tabiata uyduk, tabiatta kalıyorum ben. Dağda yaşamak zor olmuyor. Niye zor olsun ki alıştık artık. Kış da böyle, yaz da böyle, üşünecek durum yok. Neden bu hayatı seçtiğim mevzuya girmez, kişinin hayatı hürdür. Nasıl alıştıysan tabiatı budur. Beni bu hayata iten bir şey yok, ben 35 seneden beri dağdayım. Ne bileyim insan dağa nasıl çıkar, nasıl kalır bilmem. O günkü bunalım, bugünkü bunalım değildi. 35 sene geçmiş aradan. O gün evlenen çocuğun bugün 35 yaşında çocuğu var demektir, doğru mu? Bunalım yok. Tabiatta bunalım olmaz, imkan yok. Burayı çalışarak ben yaptım. Yukarıda yer altı vardı, maden ocağı. 200 metre derinlikte alırdım ben, buradan 500-600 metre ileride. Çöktü kapandı orası. Orada 30 seneye yakın kaldım. Yer altı adamı bunaltır, dışarıya benzemez. Burayı ben kendim kurdum. Burası alıştırdı beni kendisine. Başka bir şey yok. Maden ocağında 200 metre yerin altındaydım ben burası gibi değildi. Yani burası sonuç. Buraya gelenim gidenim var. Bana burada neden kalıyorsun demezler. Çünkü onların evlerine girdim ben, bir miktar kaldığım oldu. Bana sağlık vermiyor. Yani beton evlerde bana yatış, kalkış, hayat hakkı yok. Burada ben rahatım. Geceleri soğuk olmuyor, kar, kışta da soğuk olmuyor. Tabiat bedeninin sıcaklığını bozmazsa bir şey olmaz. Bozarsa hasta olursun” dedi.
"Şeker gelsin çay yapacağız"
Kendisini ziyaret eden köylülerden sadece şeker istediğini de belirten İskender Gündüz, “Sizden sadece şeker istiyorum. Başka canınızın sağlığı. Bir de pantolon getirirseniz o da işe yarar. Bir de 44 numara çizme. Ben çok okurum. Gözlerimi bozar, ben gözlük kullanmıyorum. Ne yapalım kader, kader bize denk geldi. Bakalım gelecekte ne olacak? Belli olur mu? Şeker gelecek, çay yapacağız. Uğurlar ola” ifadelerini kullandı. Köyde mağarada yaşamını sürdüren İskender Gündüz'ü sık sık ziyaret ederek yaşadığı Mecidiye köyünden ihtiyaçlarını karşılayan Halil Burunsuzoğlu da İskender Gündüz ile ilgili, “Biz İskender Ağabeyi çocukluğumuzdan beri tanırız. Bizim köyümüze gelip gider, kimseye bir zararı olmamıştır. 1946 doğumlu Balıkesir Bigadiç Akyar köyündendir. Daha önce yaşadığı mağara bundan 500 metre ilerideydi. Orası eski bir maden ocağı göçmüştür. Beş yıldan beri de burada yaşamaktadır. Çevreyle uyum sağlamıştır, kısacası insanlardan uzaktır. Niye böyle bir hayat seçtiğini kimileri bilir, kimileri bilmez, biz de pek detaylı araştırmayız. Artık kendisinin kararı, kendisinin seçimi. Biz elimizden geldiği kadar ona yardımcı olmaya çalışıyoruz. Giyimde, yemede, içmede hayatta kalmasını sağlamaya çalışıyoruz. Biz çevre köydeniz. Ama sürekli kendisini köylümüz gibi biliriz, severiz, sayarız, ağabeyimizdir. Elimizden geldiği kadar yardım ederiz” diye konuştu.