Akşener'den Erdoğan'a: Milleti düpedüz tehdit ettin, hangi yüzle çıkıp da helallik istiyorsun

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, depremin ilk günlerinde yeteri kadar yardım götüremediklerini söyleyerek "Adıyaman hakkını helal etsin" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert çıktı. Akşener, "Sen depremin ilk gününde çıkıp 'Günü…

Star Güney

Kahramanmaraş merkezli iki deprem 11 ilde büyük yıkıma neden olurken, 45 bin kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından dün MHP lideri Devlet Bahçeli ile birlikte Adıyaman'a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sarsıntıların yıkıcı etkisi, olumsuz hava nedeniyle ilk birkaç gün Adıyaman'da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için helallik istiyorum. Her şeyin farkındayız ve gereğini yaptığımızdan, yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.

 

AKŞENER'DEN ERDOĞAN'A "HELALLİK" TEPKİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "helallik" çıkışına bugün partisinin grup toplantısında tepki gösteren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Depremin üstünden, 23 gün geçti. Sen ilk gün, ne dedin? 'Günü geldiğinde, şu anda tuttuğumuz defteri açacağız' dedin. Yani; bu aziz milleti, düpedüz tehdit ettin. Şimdi hangi yüzle, çıkıp da, helallik istiyorsun? Daha dün, milletimize, 'Bunlar kader planında olan şeyler' diyordun. Bugün çıkmışsın, utanmadan onlardan helallik istiyorsun. Daha dün, insanlarımıza, "ahlaksız, namussuz, adi" diyordun. Bugün, çıkmışsın utanmadan onlardan helallik istiyorsun. Daha dün, feryat eden depremzedelere, 'hain' diyordun. Bugün, çıkmışsın, utanmadan, onlardan helallik istiyorsun.

 

"HİÇKİMSENİN İSTİFA ETMEDİĞİ YERDE HELALLİK İSTEMEK..."

Hem de; Adıyamanlı mazlum ve mahrum kardeşlerimizi,üç gün boyunca, enkazın altında, ölüme terk ettiğin için, helallik istiyorsun. Üstelik, bunu da; Sanki önemsiz bir şeymiş gibi, Sanki randevun varmış da, 5 dakika gecikmişsin gibi, sanki borcun varmış da, bir iki gün geç ödemişsin gibi söylüyorsun. Ayıptır, günahtır. Her gün ekranlarda gördüğümüz enkazlar aynı zamanda bu iktidarın suçlarının enkazıdır. Hükümetin başının cürümlerinin ve haramlarının enkazıdır. Bir Allah'ın kulunun bile sorumluluk alıp istifa etmediği yerde helallik istemek yüce Allah'ın 'adil olun' emrine apaçık isyandır. İlla ki helallik almak istiyorsan oturduğun yerden olmaz, gideceksin bizzat vatandaşlarımızdan helallik isteyeceksin.

 

"GİDECEKSİN ADIYAMAN'IN MERKEZİNDE HELALLİK İSTEYECEKSİN"

Öyle korunaklı çadır tiyatrosu mizansenleriyle olmaz. Eğer illaki, helallik almak istiyorsan gideceksin; Maraş'ın tam merkezinde, 15 saat boyunca, enkaz altında kalan yavrusunun,elini tutup, vinç beklerken,rahmetli olmasını, izlemek zorunda kalan,babadan helallik isteyeceksin. Eğer illaki, helallik almak istiyorsan;Gideceksin; Adıyaman'ın merkezinde, enkazın içinden, 'Soluyoruz, AFAD nerede?' diye, sesli mesaj gönderen mazlumların, ailesinden helallik isteyeceksin. Eğer illaki helallik almak istiyorsan; gideceksin Malatya'da tarım arazilerini 15 yıl önce imara açıp, bugün mezara çevirenlerin, yaptığı binalarda 25 saat boyunca enkaz altındaki analarının sesini duyup ellerinden bir şey gelmeyenlerden helallik isteyeceksin.

 

"KİMSESİZ KALAN ÇOCUKLARDAN HELALLİK ALAMAZSIN"

Adıyaman'a senin getiremediğin vinci, bulup da getiren, ama 'valin' izin vermediği için ailesine yetiştiremeyen Nehir'den helallik alamazsın. Enkaz altındaki yakınlarının gün geçtikçe azalan seslerini dinleyenlerden, helallik alamazsın. Kimsesiz kalan çocuklardan helallik alamazsın. Evladını kurtarmak için, yüzlerce kiloluk betonları, tek başına kaldırmaya çalışanlardan, helallik alamazsın. Takdiri çok gördüğün sağlıkçılardan helallik alamazsın. Hayallerini yıktığın gençlerden helallik alamazsın. Çaresizliğe mahkûm ettiğin annelerden helallik alamazsın. Cenazesine kefen arayan babalardan helallik alamazsın. Sevdiklerini battaniyeyle gömenlerden helallik alamazsın. Tuvalet için hijyen malzemesi için çırpınanlardan, helallik alamazsın. Günahına girdiğin, nice masumdan, helallik alamazsın. Dondurucu soğukta, bir çadır peşinde günlerce koşanlardan, helallik alamazsın. Bir damla huzura, iki dirhem tebessüme, muhtaç ettiğin milletimizden, helallik alamazsın.Olmaz. Böyle yüzsüzlük, böyle utanmazlık, böyle terbiyesizlik olmaz, olamaz! Sen haram içinde sefa sürerken, dar günde tek başına bıraktığın milletimizden,şimdi çıkıp da, helallik alamazsın Sayın Erdoğan!" ifadelerini kullandı.

 

Akşener'in grup toplantısındaki açıklamalarından satır başları şu şekilde;

 

"61 gün oldu Sayın Erdoğan! Dile kolay, tam 61 gün… Kuklalar tutuklandı, kuklacılar serbest. Maşalar tutuklandı, maşayı tutanlar serbest. Tetikçiler tutuklandı, azmettirenler serbest" dedi. Akşener, "Sayın Erdoğan söylesene; yargının işini yapmasına neden engel oluyorsun? Söylesene kimden, kimlerden korkuyorsun! Söylesene dorumluluktan kaçarak, olanları örtbas edebileceğini mi sanıyorsun?" sorularını sordu; "And olsun, şart olsun ki Sinan Ateş'i unutmayacağız, unutturmayacağız. Çevrilmek istenen dümenleri kabullenmeyeceğiz! Gerçekler ortaya çıkana kadar bu olayın peşinde olacağız!

 

SİNAN ATEŞ CİNAYETİ

Başkent'in göbeğinde; bir evlada, bir babaya, bir eşe, bir kardeşe, Sinan Ateş'e kıyılmasının üzerinden, tam 61 gün geçti. Aşağılık bir suikastın, faillerinin ellerini kollarını sallayarak gezdiği ve hiç kimsenin bu hainleri bulmak için kılını bile kıpırdatmadığı tam 61 günü geride bıraktık. Devleti yönetenlerin mafyalara, simsarlara, uyuşturucu kaçakçılarına bir kez daha boyun eğen acizliğiyle tam 61 gün geçirdik. Geçen bu 61 günde; Adaletsizlik, daha da derinleşti. Hukuksuzluk, daha da belirginleşti. Arsızlık daha da normalleşti. Daha önce de bu kürsüden söylemiştim: '14 Mayıs'a kadar, her konuşmamda Sayın Erdoğan'a aynı soruyu soracağım' demiştim. Sinan Ateş'in katillerinin peşini bırakmayacağıma söz vermiştim. Adalet yerini bulana kadar her hafta Sinan Ateş'i hatırlatacağıma söz vermiştim. Bu adaletsizlik karşısında, asla susmayacağıma, söz vermiştim. Nitekim bugün, ben yine bu sözün gereğini yapacağım. Sayın Erdoğan! Peki ya sen? Haksızlığa boyun eğmeğe devam edecek misin? Adaletsizliğe teslim olmaya, devam edecek misin? Vicdansızlığa sahip çıkmaya devam edecek misin? 61 gün oldu Sayın Erdoğan! Dile kolay, tam 61 gün… Kuklalar tutuklandı, kuklacılar serbest. Maşalar tutuklandı, maşayı tutanlar serbest. Tetikçiler tutuklandı, azmettirenler serbest… Oysa, yargının görevi herkesin bildiği gerçekleri gizlemek değil, o gerçeklere herkesten önce ulaşıp, hakikati ortaya çıkarmaktır. Ancak maalesef katilleri kaçıranlar telefonla, talimat verenler, suçluları koruyup kollayanlar, henüz davada şüpheli bile değil. Sinan Ateş'in ailesinin bildiği gerçekler, yakın çevresinin bildiği gerçekler, hepimizin bildiği gerçekler, henüz daha yargının gündeminde bile değil… Yazıklar olsun!

 

"ADALET YERİNİ BULANA KADAR UNUTTURMAYACAĞIZ"

Ülkemizi içine hapsettiğin tek adam sisteminde görevini yapabilen tek bir kurum bile kalmadı. Her kurumun amiri de sensin, memuru da sensin, denetçisi de sensin. Hal böyleyken ben de sana soruyorum, Sayın Erdoğan söylesene; yargının işini yapmasına neden engel oluyorsun? Söylesene kimden, kimlerden korkuyorsun! Söylesene sorumluluktan kaçarak, olanları örtbas edebileceğini mi sanıyorsun? Eğer öyleyse şimdiden söyleyeyim, çok yanılıyorsun. Çünkü biz adalet yerini bulana kadar unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu cinayetin asıl sorumluları ortaya çıkana kadar unutmayacağız, unutturmayacağız. Banuçiçek'le, Bengisu'nun, göz yaşları dinene kadar, unutmayacağız, unutturmayacağız. And olsun, şart olsun ki Sinan Ateş'i unutmayacağız, unutturmayacağız. Çevrilmek istenen dümenleri kabullenmeyeceğiz! Gerçekler ortaya çıkana kadar bu olayın peşinde olacağız!"