Avusturya'nın skandal kararına İtalya'dan destek geldi
Avusturya hükümetinin ülkedeki 7 camiyi kapatma ve Türkiye'nin finanse ettiği yaklaşık 60 imam ile ailelerini sınır dışı etme kararına İtalya'nın yeni hükümetinden destek geldi.
Star Güney
İtalya'da geçen hafta kurulan ve hafta başında da parlamentodan güvenoyu alarak resmen göreve başlayan popülist hükümetin aşırı sağcı İçişleri Bakanı Matteo Salvini, bu konuda Avusturya yönetimi ile bir ortak eylem planını görüşmek istediğini söyledi.
Avusturya'daki cami kapama ve imamları sınır dışı etme kararıyla ilgili bir haberi Twitter'da paylaşan Salvini, habere yorum olarak da "İnanç özgürlüğüne inanıyorum ama radikal dinciliğe inanmıyorum. İnancını, bir ülkenin güvenliğini riske atacak şekilde kullananlar uzaklaştırılmalıdır" diye yazdı.
İtalya'da 4 Mart'ta yapılan genel seçimler öncesindeki seçim kampanyası döneminde Matteo Salvini, iktidara gelmeleri halinde "yasa dışı camileri kapama" sözü vermişti.
Matteo Salvini geçen Şubat ayında yaptığı bir açıklamada, "Yasa dışı camileri kapatacağız. Bu camileri kimin finanse ettiğini, arkasında kimin olduğunu, paranın nereden geldiğini, kimin ne vaaz verdiğini bilmek istiyorum" demişti.
Avusturyadan skandal karar Camileri kapatıyorlarAvusturya'dan skandal karar! Camileri kapatıyorlar
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN SERT AÇIKLAMA
Dışişleri Bakanlığı Avusturya'nın cami kararının ardından şu açıklamayı yayınladı.
"Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz’un, Şansölye Yardımcısı, İçişleri Bakanı ve Din İşleri Dairesinin bağlı olduğu AB Bakanı ile beraber düzenlediği basın toplantısında ülkemiz tarafından Avusturya’ya gönderilen ve Avusturya-Türk İslam Birliği’ne (ATİB) bağlı olarak görev yapan din görevlilerimize oturum izni verilmeyeceğini ve Türk toplumuna ait bir cami dahil yedi caminin kapatılacağını açıklamasını esefle karşılıyoruz. Avusturya’nın sudan bahanelerle yedi camiyi kapatması ve imamları sınırdışı etmesi bu ülkedeki İslam karşıtı, ırkçı ve ayrımcı popülist dalganın sonuçlarından biridir.
Başta Şansölye Kurz olmak üzere Avusturyalı siyasetçilerin, ırkçılıkla, İslam ve yabancı düşmanlığıyla ve aşırı sağın yükselişiyle mücadele etmek yerine bu endişe verici gelişmelerden siyasi çıkar elde etmeye çalışmalarını kınıyoruz.
Avusturya Hükümetinin ideolojik tutumu evrensel hukuk normlarına, toplumsal uyum politikalarına, azınlık hukukuna ve birarada yaşama ahlakına aykırıdır. İslam karşıtlığının ve ırkçılığının bu şekilde normalleştirilmesi ve sıradanlaştırılması kesin olarak reddedilmelidir.
Öte yandan, tecrübe ve aklı selimden uzak siyasetçilerin güdümünde, bu tür ayrımcı ve popülist bir yaklaşım benimsenmesi Avrupa’da İslam karşıtlığı ve ırkçılığın yükselişi kapsamında ileriye matuf olumsuz gidişatın da habercisi niteliğinde bir gelişmedir.
Bu anlayıştaki bir Avusturya’nın AB Dönem Başkanlığını üstlenecek olması AB için de talihsiz bir durumdur. Son aylarda bilhassa Dışişleri Bakanlıkları arasında sürdürülmekte olan Türkiye-Avusturya ilişkilerinin normalleştirilmesine yönelik çabalara da ters düşen bu kararın Avusturya Türk toplumunun uyumu yönündeki gayretlere de hizmet etmeyeceği aşikardır."