Bakan Soylu operasyonu duyurdu: 201 şüpheli gözaltına alındı

 

Bakan Soylu, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde beraberinde Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ve İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya düzenlediği basın toplantısında, Kökünü Kurutma Operasyonu'na ilişkin bilgiler paylaştı.

 

Diyarbakır'daki operasyonun sabah saat 04.45'te başlatıldığını anlatan Soylu, "50. Kökünü Kurutma Operasyonu kapsamında Diyarbakır'da saat 04.45'te emniyet teşkilatımızdan 2 bin 135 kahraman arkadaşımız 20 polis dedektör köpeğimiz, hava araçlarımızla operasyon başladı. Toplam 236 şüpheliye yönelik operasyonda bu saat itibariyle 201 şüpheli gözaltına alındı" dedi.

 

İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti:

 

"İmalat organizasyon satış yani özellikle Diyarbakır'da yaşayan gençlerimize yönelik buradan yönlendirdikleri ülkemizdeki başka noktalara yönelik uyuşturucunun satışı imalatı ve ticaretiyle ilgili bu suçun kapsamına giren tam 8 aydır yapılan teknik takip ve inceleme sonucunda kahraman arkadaşlarımız 201 şüpheliyi gözaltına aldı."

 

İSTANBUL'DA 131 ŞÜPHELİ YAKALANDI

Bakan Soylu, İstanbul'da da bu sabah uzun zamandır takip edilen organize suç örgütüne yönelik kapsamlı operasyon gerçekleştirildiğini anlattı.

 

Soylu, İstanbul'daki operasyonla ilgili şunları aktardı:

 

"İstanbul'da bu sabah gerçekleştirdiğimiz, uzun zamandır takip ettiğimiz organize suç örgütüne yönelik operasyonda suç örgütü yöneticisinin kırmızı bültenle aranırken aylar önce İtalya'da yakalandığı ve İtalya devletinin gözetimi altında bulunduğu suç örgütüne yönelik toplam 161 şüpheliden aynı örgüte mensup 131'i gözaltına alınmıştır. İki kademede bu operasyon gerçekleştirilmiştir. Operasyonda 7 kalaşnikof, 20 tabanca, 6 tüfek, 2 çelik yelek ve buna yönelik birçok suikast ve aynı zamanda suç aleti ele geçirilmiştir. İstanbul Emniyeti'ni tebrik ediyorum."

 

Bakan Soylu, operasyonun detaylarının İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğünce paylaşılacağını sözlerine ekledi.

 

Uyuşturucunun da terör ve diğer saldırılar gibi ülkenin birliğini, beraberliğini ve aile yapısını hedef aldığını anlatan Soylu, uyuşturucuya çocuk ve gençleri teslim etmeyeceklerini, onun için bu mücadelenin aynı inanç ve kararlılıkla devam ettiğini belirtti.

 

Bugün cezaevlerinde 126 bin uyuşturucu ticareti, satıcısı ve imalatçısından hükümlü veya tutuklu bulunduğunu kaydeden Soylu, "Uyuşturucuyla mücadelede özellikle metruk binalarla ilgili ortaya koyduğumuz çalışma sürüyor. Bu metruk binaların yaklaşık 124 bin 500'ünden bugüne kadar 90 binini yıktık. Yaklaşık 15 bin 500'ünü de rehabilite ettik. Geri kalan 14 bin civarında da yıkım ve rehabilite işlemlerimiz devam etmektedir." diye konuştu.

 

Geçen seneye göre operasyon ve gözaltı sayılarının artmasına rağmen özellikle kullanıcılık suçundan gözaltına aldıklarının sayısının yüzde 8 azaldığına dikkati çeken Soylu, bunun geçen yıllardan itibaren sahada ortaya koydukları baskının bir neticesi olduğunu vurguladı.

 

Bu operasyonların artarak devam edeceğini ifade eden Soylu, şöyle devam etti:

 

"5 Nisan'da kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da imzaladığı TBMM'den çıkan kanunla uyuşturucuyla mücadelede özellikle başka bir safhaya geçilmiştir. Sentetik uyuşturucularla, imal ve ticaretinden taban ceza 10 yıldan 15 yıla çıkarılmıştır. Yani ceza alt sınırı 10 yıldan 15 yıla çıkarılmıştır. Yine aynı düzenlemeyle uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma veya kullanmak suçundan haklarında kamu davasının ertelenmesi veya denetimli serbestlik kararı verilenlere ilave yükümlülükler yüklenecektir. Ehliyetine el koymak gibi tanımlanmış, eğer bu konuda sürpriz olabilecek bir takım denetimlerde farklı şeylere rastlanırsa daha farklı ilave yükümlülükler kanun çerçevesinde getirilebilecektir. Erteleme süreci içerisinde uyuşturucu kullanıp kullanmadığı önceden haber vermeden ani testlerle sürekli devam edecektir. Bu suçtan cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülere ki hem Adalet Bakanlığıyla, İçişleri Bakanlığı çok uzun zaman bu düzenleme için çalışmakta, önerilerini de TBMM'ye iletmekteydi. Bu çıkan kanunla birlikte artık cezaevlerinde uyuşturucu kullanan, satan her birine yönelik tedavi ve rehabilitasyon imkanları artırılacak. Yine Adalet Bakanlığımızın ortaya koymuş olduğu bir teklifle birlikte de yeni cezaevleri oluşturulacaktır."

 

- "DİYARBAKIR'DA SUÇ VE SUÇLU İLE MÜCADELEDE ÇOK ÖNEMLİ YAKALAMALAR GERÇEKLEŞMİŞTİR"

Uyuşturucu ile mücadelede en önemli adımlardan birinin özellikle uyuşturucu kullananların ailelerinin talep ettiği ve uzun zamandan beri dile getirdiği resen tedavi ve rehabilitasyon olduğunu aktaran Soylu, hakim kararıyla 48 saat içerisinde resen tedavi ve rehabilitasyon imkanının başlayabileceğini bildirdi.

 

Bu kanunla uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretinden elde edilen suç gelirlerini ve bu suçtan sağlanan mal varlığı değerlerini ihbar edenlerin kimliklerinin gizli tutulacağını dile getiren Soylu, ele geçirilen uyuşturucunun imha sürecinin kısaltıldığını, imha sürecinin mahkeme kararıyla operasyonlardan hemen sonra yapılabilmesi konusunda yeni bir düzenleme getirildiğini kaydetti.

 

Bu düzenlemelerle uyuşturucuyla mücadele konusundaki adımlarının daha ısrarlı ve güçlü olacağına işaret eden Soylu, şöyle devam etti:

 

"Son bir haftada Diyarbakır'da suç ve suçlu ile mücadelede çok önemli yakalamalar gerçekleşmiştir. Nitelikli dolandırıcılık suçundan bu hafta içerisinde 3 şüpheli adli kontrol şartıyla bırakılmış, 21 şüpheli ise tutuklanmıştır. Yine 10 Nisan'da bir organize suç örgütüne yapılan operasyon neticesinde Diyarbakır'da, 'suç işlemek amacıyla silahlı suç örgütü kurmak ve yönetmek veya üye olmak' suçlarında yapılan planlı operasyonda 8 şüpheli adli kontrol kararıyla serbest bırakılmış, 15 şüpheli ise tutuklanmıştır. Siber Suçlarla Mücadele Diyarbakır Şube Müdürlüğümüz kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme suçundan yapılan operasyonda 8 şüpheli tutuklanmış, 2 şüpheli de adli kontrol ile serbest bırakılmıştır."

 

Suç ve suçun her türlüsüyle mücadeleyi devam ettiklerini belirten Soylu, terörle mücadeleden asayiş, organize suçlar ve siber suçlarla mücadeleye kadar vatandaşın canını yakan suçluları adalete teslim etmenin hem millete hem de devlete olan sorumlulukları olduğunu sözlerine ekledi.