Bir tetikçinin kirli yüzü
Yıllardır İhlas’a iftira atan ama cevap vermeye tenezzül bile etmediğimiz Sabahattin Önkibar nasıl bir adammış bizden dinleyin. Bir tetikçinin gerçek yüzünü ifşa ediyoruz.
Bir tetikçinin kirli yüzü Büyük oku A A A Yıllardır İhlas’a iftira atan ama cevap vermeye tenezzül bile etmediğimiz Sabahattin Önkibar nasıl bir adammış bizden dinleyin. Bir tetikçinin gerçek yüzünü ifşa ediyoruz.
İhlas Holding'in aleyhine yalan yanlış konuşması için Sözcü gazetesi patronu Ertuğrul Akbay'dan 350 bin lira aldığı tespit edilen Sabahattin Önkibar, kirli pazarlığı panikle inkar etti. Kiralık kalem Önkibar, 532 numaralı telefonunda Whatsapp olmadığını söyledi. Biz de zaten o telefon hattı üzerinden kurye ile görüşme yaptığını yazmadık. Çünkü Önkibar'ın parayı alacağı kişiyle Hollanda kayıtlı bir hat üzerinden irtibata geçtiği belirlendi. Bununla ilgili sadece bir belgeyi yayınladık. İddialarımızın doğruluğunu ispat etmek bakımından yargı süreci başlayınca diğer belgeleri de paylaşacağız.
Parayı elden alan Önkibar ‘banka hesaplarım incelensin' diyerek şov yapmaya kalktı. Aynı Önkibar, birkaç aydır Ankara dışına hiç çıkmadığını da söyledi. Oysa Önkibar'ın önceki gün Sözcü'nün patronu Akbay ve belgelerimizi çürütmek için tutulan bilirkişi ile bir araya geldiği belirlendi.
HASTALIĞINI KULLANDI Yıllardır attığı çamurlara, iftiralara, yalanlara tenezzül edip cevap vermediğimiz Sabahattin Önkibar'ın skandalları bununla sınırlı değil. Tetikçi Önkibar'ın ‘yalanlar kitabı'na yazmadığı herzelerini yazıyor ve gerçek yüzünü ifşa ediyoruz. İşte Önkibar'ın gasp, hırsızlık ve tacizlerle dolu kirli geçmişinden notlar: Tetikçi kalem Önkibar, beyin rahatsızlığı geçirdi. ABD'de ameliyat oldu. Parasını tabii ki iftira attığı rahmetli Enver Ören Ağabeye ödetti. Daha sonra para kayboldu yalanıyla tekrar Enver Ağabeyden para dilendi. Hastalığını bile kullanarak İhlas'tan 140 bin dolar götürdü.
- Ankara büroda çalışan altı personeli işten çıkarttı ve bunu İstanbul'a bildirmedi. 2 yıl boyunca işten attığı muhabirin maaşını kendi cebine indirdi. Olay, işten çıkarılan muhabirlerin SSK'ya başvurması neticesinde ortaya çıktı.
MAAŞLARI GASBETTİ - TGRT ve Türkiye gazetesi bürosunda çalışan muhabirlerin ve kameramanların yurt içi ve yurt dışı harcırahlarını hiç ödemedi. Daha sonra bu harcırahları kendi cebine indirdiği anlaşıldı. Olay, Ankara temsilcisi değişince, muhabir ve kameramanlara harcırah parası verilmeye başlanınca ortaya çıktı.
MUHABİRİ TACİZ ETTİ -1993 yılındaki bir ABD gezisinde kendisi ile giden kameramanın otel parasını cebine indirmek için o kameramana “Git bir kameraman arkadaşının yanında kal” dedi. Kameraman “Nerede kalayım, olur mu deyince” de “Git lobide otur uyu” diyecek kadar vicdansızlık yaptı. - Ankara büroda üç muhabiri adamları tarafından dövdürerek binadan attı. - Ankara büroda çalışan bir kadın muhabiri taciz etti. Bütün muhabirler ve kameramanları göreve göndererek tacize yeltendi. Kadın muhabir işten ayrıldı. - Televizyon programına çıkardıklarından para alıp cebine indirdiği daha sonra ortaya çıktı.
KLOZETİ BİLE SATTI - 2001 yılında Ankara büronun taşınması sırasında eski binadaki görev arabaları ve binadaki demirbaş eşyaları bizzat kendisi satarak cebine indirdi. Binada ne musluk bıraktı ne klozet kapağı ne de kapı kolu. Ayrıca İhlas'ın anlaşmalı olduğu akaryakıt istasyonundan yüzlerce litre benzini, makam aracında kullanılmış gibi göstererek yeğeninin evine depoladı. Skandal, binadakiler “Burasını havaya uçuracaklar diye” şikayette bulununca ortaya çıktı. - İhlas Holding'in o yıllarda distribütörü olduğu Citroen marka bir araç bina önünde sergileniyordu. Alkollü olarak direksiyonun başına geçip aracı hurdaya çevirdi. Kazayı da bir muhabirin üzerine yıktı. Bütün bu anlatılanlar bir değil birçok kişinin hafızasında ve hatırasında tazeliğini koruyor.
KOVMAK İÇİN HER YOL DENENDİ AMA GİTMEDİ “Bu kadar pislik yapan bir adamı niye tuttunuz?” diyebilirsiniz. O sorunun cevabı da var. Karanlık 28 Şubat döneminde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz'a yakınlığını, çalıştığı İhlas Holding'e karşı koz olarak kullanan ve sürekli menfaat sağlamaya çalışan Önkibar'dan kurtulmak için büyük mücadele verildi.
Hatta merhum kurucumuz Enver Ören, o dönem Ankara'daki medya binasının tamamen boşaltılması ve Sabahattin Önkibar'ın binada tek başına kalması talimatını verdi.
Bu talimat yerine getirildi. Türkiye gazetesi, TGRT ve İHA, sahibi olduğumuz binadan çıkarak, kiralanan bir başka binaya taşındı. Önkibar'ın makam odası ise eski binada kaldı. Binada yapayalnız duran Önkibar, bir süre sonra muslukları bile söküp sattı. Sonra da gitti. Güya kovulmadığını göstermek için de göstermelik istifa metnini notere onaylattı. Bugün kendi iradesiyle istifa ettiğini iddia eden Önkibar'ı, o dönem birlikte çalıştığı yöneticiler de yalanladı. Daha sonra başka gazetelere giden Önkibar, yine taciz haberleriyle gündeme geldi...