Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylara sert tepki gösterdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylara yönelik yeni açıklamasında ''Ülkemizin gerçek manada milli ve manevi değerlere sahip gençleri olarak kabul etmiyoruz. Zira siz öğrenci misiniz, siz talebe misiniz, yoksa siz rektörün…

Star Güney

AK Parti Artvin, Bilecik, Çankırı, Gaziantep, Iğdır 7. Olağan İl Kongrelerine canlı bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleşen eylemlere değindi. Erdoğan, “LGBT, yok böyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir ve bu değerlerle geleceğe yürümektedir” açıklamasında bulundu.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Büyük bir üzüntü ile ifade etmek isterim ki, CHP 7/24 açık bir yalan partisine, başındaki zat da 7/24 yalan söyleyen bir adamcağıza dönüşmüştür. Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili yaptığı açıklamalara baktığınız zaman hala terör örgütlerinin birer temsilcisi olanları, bu ülkenin evlatları veya kendisinin de arkadaşları olarak tanımlıyor” dedi.

 

Bir yandan salgınla mücadele ederken, diğer yandan siyasi ve ekonomik hedefler için çalışmaları sürdürdüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize husumeti politikalarının merkezine yerleştiren güçlere ve onlardan cesaret alan terör örgütlerine karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz. Bugüne kadar yaptığımız fedakarlıkların boşa gitmemesi ve elde ettiğimiz kazanımlardan geriye gidiş olmaması için çalışıyoruz. Bununla kalmıyor, yeni kazanımlar için yeni adımlar atmanın hazırlıklarını yürütüyoruz. Küresel, siyasi, ve ekonomik dengeler sarsılırken ülkemizin önümüzdeki dönemde kendine güçlü bir yer edinmesini sağlamayı hedefliyoruz. Bu mücadelenin lokomotifi elbette Cumhur İttifakı'dır. Böyle tarihi bir mücadeleye ülkedeki tüm siyasi partilerin, STK'ların, her kesimin destek vermesi gerekir. Ama maalesef ülkemizde siyasi hırsları ve ideolojik saplantıları kendi vatanlarına ve halklarına olan sorumluluklarının önüne geçmiş bir kesim vardır. Bunların öncüsü ve sözcüsü de CHP'dir. Büyük bir üzüntü ile ifade etmek isterim ki, CHP 7/24 açık bir yalan partisine, başındaki zat da 7/24 yalan söyleyen bir adamcağıza dönüşmüştür. Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili yaptığı açıklamalara baktığınız zaman hala terör örgütlerinin birer temsilcisi olanları, bu ülkenin 'evlatları' veya kendisinin de 'arkadaşları' olarak tanımlıyor. Terör örgütlerinin üyesi olan bun gençlerimiz, ülkemizin gerçek manada milli ve manevi değerlere sahip gençleri olarak kabul etmiyoruz. Zira siz öğrenci misiniz, siz talebe misiniz, yoksa siz rektörün odasını işgale kalkışan terörist misiniz? Bu ülke teröristlerin hakim olduğu bir ülke olmayacak. Buna da asla fırsat vermeyeceğiz. Gereği neyse bunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Artık bu ülke Taksim'deki bir Gezi olayını yaşamayacak ve yaşatmayacaktır. Bay Kemal, sen eğer bu yolda devam edeceksen devam et, terörist arkadaşlarınla bu yola devam edeceksen buyur devam et. Ama biz teröristlerle beraber olmadık, olmayacağız. Cudi'de, Tendürek'te, Gabar'da teröristlere nasıl oraları mezar ettiysek, nasıl inlerine girdiysek bundan sonra da her yerde aynı şekilde buna devam edeceğiz. LGBT, yok böyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir ve bu değerlerle geleceğe yürümektedir. Bizim bu yapıdan beklentimiz, elbette her konuda yer alması değildir, hatta bizim yanımızda hiç yer almasa da olur. CHP'den bizim beklentimiz yok, bizim bunlardan beklentimiz, ülkemizin ve milletimizin ortak menfaatleri, sıkıntıları, sevinçleri, bu hususta asgari düzeyde de olsa bir anlayış birliği sergilemeleridir. Gölge etmeseler yeter, ona bile razıyız. Türkiye terörle mücadele ederken, terör örgütlerinin ve teröristlerin yanında yer almasalar yeter. Önce kendi içlerinde tecavüz, taciz, bütün bu adiliklerden arındırılmış bir siyasi parti olsunlar yeter. Türkiye sınırlarını güvenli hale getirmenin kavgasını verirken, emperyalistlerin tetikçiliğine soyunmasalar yeter. Türkiye Doğu Akdeniz'de haklarını korurken, karşımızdakilerin tezleri ile ortaya çıkmasalar yeter. Türkiye AB'den Amerika'ya kadar nice gücün haksız ithamlarına maruz kalırken, onların değirmenlerine su taşımasalar yeter. Türkiye salgınla mücadele ederken, milletimizin moralini bozmaya, yürütülen faaliyetleri sabote etmeye çalışmasalar yeter. Türkiye küresel ekonomik krizin etkileri ile boğuşurken, yalanlarla ortalığı bulandırmasalar yeter. Kendi partilerinde taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık ayyuka çıkmışken, başkalarına çamur atmak yerine önce kendilerini temizleseler yeter. Yalanı gür sesle ve kendinden emin bir emin edayla söyleyince herkesi inandırabileceğini sanan bu sıkıntılı zihniyeti milletimizin taktirine havale ediyoruz” diye konuştu.

 

“Bu adamcağızın kalbi mühürlenmiş”

 

Ekonomi ile ilgili yaptığı kapsamlı değerlendirmeleri hatırlatıp, rakamlar verdiğini belirten Erdoğan, bunun üzerine CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamaların tamamı yalan, saptırma, yanlış olan ithamlarla bu hakikatleri gölgelemeye çalıştığını belirtti. Erdoğan, “Halbuki, kendisinin bu hezeyanları ortaya saçtığı saatlerde ocak ayı ihracatımızın 15 milyar doları aşarak tüm zamanların rekorunu kırdığının müjdesi milletimizle paylaşılıyordu. Çiftçilerimize destek ödemesi yapılmadığını söyleyen bu zat, geçen yıl yapılan 22 milyar liralık destek ödemelerini, bu yıl yapılacak 24 milyar liralık destek ödemelerini yok sayıyor. Kulağı var duymuyor, gözü var duymuyor. Zira bu adamcağızın kalbi mühürlenmiş. Bu zat, Türkiye'nin dünyanın en büyük gıda ihracatçılarından biri olarak yurt dışından aldığı buğdayı ve diğer ürünleri işleyip küresel düzeyde sattığını görmek istemiyor. Ülkemizin tarımsal üretiminin kendi ihtiyacını karşılamaya yettiğini kavramakta zorlanan bu zat, geçen yıl bitkisel üretimimizin 124 milyon ton ile cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını bilmiyor. Çiftçimize ekmesi, biçmesi, üretmesi için her türlü desteği verdiğimizi, bundan sonra da daha fazlasıyla vereceğimizi görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, söylemeyen dillere diyecek sözümüz yoktur. Milletimiz sağlıktan sanayiye, tarımdan eğitime kadar her alanda neler yaptığımızı, hangi yatırımları gerçekleştirdiğimizi, hangi hizmetleri verdiğimizi bizzat yaşayarak görüyor. Bizim kendimizi anlatmadığımız her yerde yalan ve iftira furyası alıp başını gidiyor. Bunun için sizlerden son 18 yılda ülkemize kazandırdığımız her eseri, milletimize getirdiğimiz her hizmeti bıkmadan, usanmadan sürekli anlatmanızı istiyorum. Ateşi su ile yalanı da hakikatle söndürebiliriz. Seçim gününe kadar hep birlikte sahada adım atmadık tek karış yer, elini sıkmadık, hatırını sormadık, gönlünü kazanmadık tek bir vatandaşımızı bırakmayana kadar çalışacak, koşturacağız“ şeklinde konuştu.

 

Derya Yetim - İlker Turak