Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu'na sert eleştiri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu eleştirerek, "Bu kesim öyle bir savrulma yaşamış ki Cumhuriyet döneminde ülkemize kazandırdığımız en büyük cami olan büyük Çamlıca cami için…
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Kurulu Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Genel Kurul'a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan ve çok sayıda davetli katıldı. Genel Kurul'da katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmam Hatip Lisesinde okuduğu yıllara ait anılarını anlattı. O yıllarda bazı öğretmenlerinin, "Niye buraya geldiniz. İmam mı olacaksınız? Cenaze yıkayıcısı mı olacaksınız?é dediğin hatırlatan Erdoğan, "Bununla bir yılgınlık veya anne babanızla bunun kavgasını verin gibi aba altından sopa gösterirlerdi. Hamdolsun bu oyunlara gelmedik, tam aksine bu oyunlar bozuldu ve bugünlere geldik. Kendi hayatımıza bakarak bunun öyle değil böyle olacağını gösterdik. Tek tipçi dayatmalarına karşı İmam Hatipliler milletimizin kendi öz değerlerine uygun ve gerçek anlamda kuşatıcı insan yetiştirmek için öne çıkmıştır" ifadelerini kullandı. "Galatasaray Lisesinde okuyan da Kabataş Lisesinde okuyan da evladımdır" Günümüzde bir İmam Hatip markasının oluştuğuna dikkat çeken Erdoğan, "Bunu söylerken İmam Hatip okullarını bir kenara, Fen Liselerini bir kenara böyle bir ayrım için söylemiyorum. Bunu sadece nasıl bir Galatasaray Lisesinden mezun olan Galatasaray Lisesini, Kabataş Lisesinden mezun olan Kabataş Lisesini marka olarak ortaya koymuşsa, ben de bir İmam Hatipli olarak bunu ortaya koymaya çalışıyorum. Zaten bulunduğum makam gereği böyle bir ayrımı yapamam. Benim için İmam Hatipte okuyan da evladımdır, Galatasaray Lisesinde okuyan da evladımdır, Kabataş'ta okuyan da evladımdır, tüm Anadolu'da okuyan da evladımdır. Bu aldığımız terbiyenin gereğidir. Türkiye tek parti devrinin milletimizi topyekun mankurtlaştırmayı hedef alan hastalıklı zihniyetinden kısmen de olsa kurtulabilmişse, İmam Hatipler etrafında yürütülen mücadele sayesindedir" şeklinde konuştu. Törende kendisi cezaevinde olduğu dönemde İmam Hatip Lisesinden mezun olan oğlu Bilal Erdoğan ve arkadaşlarına yazdığı mektubu okuyan Erdoğan, "Sizin için bugünün ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Bu bilinçle hepinizi yürekten selamlıyorum. Bu onurlu gününüzde yanınızda olduğumu özellikle bilmenizi istiyorum. Yanınızdayım çünkü ben de sizden birisiyim. Bu sıfatı hep onurla taşıdım. Bundan sonra da nerede hangi şartlarda olursam olayım onurla taşımaya devam edeceğiz. Yanınızdayım çünkü oğlum sizin aranızda, sizden biri. Bu sevinçli biraz da hüzünlü gününüzü bir kez daha kutluyorum. Hüznünüz imam hatipli olmanız dolayısıyla size reva görülen muameleden dolayıdır. Şu anda cezaevinde bulunuyor olmaktan daha derin bir acıdır bu. İnanıyorum ki buraya kadar dayanan sevgili oğullarım, kızlarım siz daha zor olanına da dayanacak yapıdasınız. Değil mi ki yaprak dökümü gibi arkadaşlarınızın her biri bir yere savrulurken siz buradaydınız, İmam Hatip Lisesindeydiniz. Öyle ise üzülmeyin, yarına ilişkin umutsuzluğa düşmeyin. Sizler birer meşalesiniz bu karanlık günlerimize" diye konuştu. "Ana muhalefet başındaki zat İmam Hatipte hangi derslerin okutulduğunu bile bilmiyor" Türk milletinin inancı, tarihi ve kültürü ile kavgalı olanların ilk olarak İmam Hatipleri hedef aldığını söyleyen Erdoğan, "Şu anda ana muhalefet başındaki zat oturuyoruz nasıl olduysa bir kere bizim külliyeye geliverdi. Sayın Bahçeli ile beraberiz. Üçlü şekilde oturuyoruz. Konuşurken imam hatip okullarında hangi derslerin okutulduğunu dahi bilmiyor. Sadece Arapça, Fıkıh, Hadis gibi dersler var zannediyor. Ona tarih, coğrafya, felsefe gibi derslerin de okutulduğunu söyledim. Saf saf duruyor. Neymiş Kadıköy'de 5-6 imam hatip okulu fazla" açıklamalarında bulundu. "Sen bu hesabı kalk bir de Kanuni'ye sorsana, Fatih'e sorsana" Çamlıca Camii ile ilgili açıklamalarıyla tepki toplayan Saadet Partili lideri Temel Karamollaoğlu'nu da eleştiren Erdoğan, "Birisi de çıkmış diyor ya ‘Büyük Çamlıca'ya 60 bin kişilik caminin ne gereği var.' Nereden nereye. Bu hesabı kalk bir de Kanuni'ye sorsana, Fatih'e sorsana. Bir ağacı ne kadar budarsanız budayın kökleri sağlam kaldığı sürece büyümeye, yeşermeye devam eder. Ağacı yok etmenin en etkili yolu köklerini kurutmaktır. İmam Hatiplere saldıranlar milletimizin köklerini kurutmak istiyorlar. Bu okullar tüm eksikliklerine, sıkıntılarına rağmen milletimizin kökleri ile gövdesi arasındaki bağı temsil ediyor. İşte bir ara malum öğrenci sayısı 600 bine çıktı. Ondan sonra budadılar 60 bine indirdiler. Şu anda 1 milyon 300 bin civarında bir öğrenci potansiyeline sahip hale geldik. Temennimiz niteliği de arttırmak" dedi. "İmam Hatiplerin milli eğitim sistemimizdeki payı mütevazi bir seviyede, bu niye rahatsız ediyor" 28 Şubat döneminde İmam Hatip okullarının tamamen kapatılmaya çalışıldığını hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz direkt İmam Hatipten çıkıp üniversiteye gidenlerden olamadık. Gittik bir de fark imtihanlara girdik, üniversiteye öyle geçtik. Hep bu çileleri bize yaşattılar. Bize bunlar sürekli bu engellerle hendekler atlattılar. Belki İmam Hatip binalarının kapılarına kilit vurdular ama milletimiz gönlündeki ateşi söndüremediler. Bugün bin yıl sürecek denen 28 Şubat zihniyetinden geriye pek bir şey kalmadı ama köklerini kurutmaya çalıştıkları medeniyet ağacımız çok daha gür şekilde yaşamaya devam ediyor. Onlar şunu bilmiyorlardı. Güç bizde zannediyorlardı. Halbuki galip olan sadece Allah'tır. Hamdolsun öyle de oldu. 2002 yılında seçimi kazanıp göreve geldiğimizde İmam Hatip orta bölümleri zaten yoktu. Bugün yaklaşık 1 milyon 300 bin öğrencisi ile 3 bin 444 okulu ile artık ortada farklı bir yapı söz konusu. Tüm lise öğrencileri içerisinde İmam Hatip oranı yüzde 11.8. Bu rakamlar bile bazılarının gözüne batıyor. İmam Hatiplerin milli eğitim sistemimizdeki payı mütevazi bir seviyede. Niye rahatsız ediyor?" "Dava adamı en ufak bir savrulmada merkezi bırakıp başka yerlere kaçmayacak" "Biz rükudan başka yerde eğilmeyecek başlar, gerektiğinde bir hilal uğruna batacak güneşler gibi bir nesli hazırlamamız lazım" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Bu yolda gayretlerimizi arttırmamız lazım. İmam Hatipli olmak demek aynı zamanda dava adamı olmak veya buna talip olmak demektir. Ama dava adamı önce davasının ne olduğunu bilecek. Öğrendiklerinden hareketle kendi nefsinden başlayarak, ailesine, arkadaş çevresine, şehrine, ülkesine ve tüm aleme uzanan silsile çevresinde nerede durduğunun farkında olacak. Davasını hayatında da yaşayacak. En ufak bir savrulmada merkezi bırakıp başka yerlerle kaçmayacak. Şu anda bakıyoruz bazı yerlerde seçimlerde falan Allah selamet versin. Hemen anında sendika değiştirmelere, şunlar bunlar herkes savrulmaya başladı. Bu dava adamı olmak değil. Şayet davamızı yaşamıyorsak bu yöndeki gayretlerin neticeye ulaşması mümkün değil."