Fıkra gibi mahalle
Ordu’nun Perşembe ilçesine bağlı 135 haneli Yazlık Mahallesi’nde yaşayan yaklaşık 500 kişinin hepsinin soyadının ‘Sarı’ olması herkesi şaşırtıyor. Durum böyle olunca, kimi zaman aksilikler oluyor ve mahallede fıkraları aratmayacak olaylar…
Ordu'nun Perşembe ilçesine bağlı Yazlık köyünde yaşayanların hepsinin soyadlarının ‘Sarı' ve Ahmet, Mehmet, Ali gibi isimlerin de birden fazla olması nedeniyle herkes birbirini lakapla çağırıyor. Evraklarda ve resmi işlerde karışıklığın yaşanabildiği mahallede, kimi zaman fıkraları aratmayan olaylar da yaşanıyor. Herhangi bir nedenden dolayı bir kişinin karakola çağrılması, aynı adı taşıyan ne kadar kişi varsa toplu şekilde karakola gitmelerine neden oluyor. Aynı adı taşıyan iki kadından birinin ölmesi ve iki kere ölüm beyanının gönderilmesi de mahallelinin mahkemeye gitmesine dahi neden olabiliyor. Uzaktan da olsa birbirleriyle akraba olan köy halkı, alıştığı bu durumu garipsemezken, ilk defa böyle bir olayla karşılaşanlar şaşırıyor.
"Jandarma bir Ahmet istiyor, karakola beş Ahmet birden gidiyor”
Mahalle Muhtarı İsmet Sarı, mahallede 135 hane bulunduğunu söyledi. Komple 'Sarı' soyadlarının, atalarından geldiğini anlatan muhtar İsmet Sarı, zaman zaman sıkıntıların da yaşandığını dile getirdi. Muhtar Sarı, “Jandarma bir Ahmet çağırıyor, baba adları belirtilmediği için beş Ahmet birden karakola gidiyor, üç Mehmet savcılığa gidiyor. Zaman zaman bu aksamalar oluyor. Daha sonra gittikleri mercilerde ve karakollarda baba adları, doğum tarihleri ve anne adları öğrenilince kim olduğu anlaşılıyor” dedi. Muhtar Sarı, mahallenin komple aynı soyadı taşımasının ara sıra da olsa sıkıntılar doğurabileceğini belirterek, aynı isimlere sahip kişilerde bu tarz olayların daha çok görüldüğünü aktardı.
Vefat eden kadınla aynı ismi taşıyan bir kişi, kayıtlara ölü olarak geçti, muhtar, nüfus müdürü ve vatandaşlar mahkemelik oldu
Yaklaşık 500 hanenin bulunduğu ve herkesin aynı soyadı taşıdığı mahallede, kimi zaman fıkraları aratmayacak olaylar da oluyor. Mahalle Muhtarı İsmet Sarı, başından geçen trajikomik anıyı şu şekilde anlatıyor:
"Yeni muhtar olduğum zaman Lütfiye Sarı diye bir bayan vefat etti. Ben de nüfus dairesi müdürlüğünden kadının ölüm beyanını verdim. Hastane de bir ölüm beyanı göndermiş. O sırada mahallede sağ olan bir Lütfiye Sarı daha vardı, her ikisi kayıtlara ölü olarak geçti. Daha sonra daha sonra sağ olan Lütfiye Sarı'nın oğlu bazı evrakları düzenlerken ona ‘Senin annen ölü' diyorlar. Meğer çift ölüm beyanı verildiği için sağ olan insan da kayıtlara ölü olarak geçmiş. Bunun üzerine nüfus müdürümüz, mahalle muhtarı olarak ben, Lütfiye Sarı'nın eşi ile birlikte Lütfiye Sarı'yı alıp hakim karşısına çıkıp, kadının hayatta olduğunu ispatlayıp, tekrar kadını hayata döndürdük. Cenaze de bile karışıklık oldu. Onların baba adları da tutuyordu, ikisinin baba adı da Ahmet'ti. Bu yüzden mahkemelik olduk ve kadının yaşadığını ispatladık.”
Muhtar Sarı ayrıca, kimi zaman evraklarda da karışıklık olduğunu, ifade ederek, kimi zaman zorlandıklarını da kaydetti. Mahalle sakinlerinden Hamide Sarı, herkesin soyadının aynı olduğunu ifade ederek, "Eskiden dedelerimizden gelen bir soyadı. Bu mahalle komple Sarı. İsimler karışıyor ama baba ve anne isimlerinden tanınıyor" dedi.
"Herkesin bir lakabı var"
Mehmet Sarı isimli vatandaş da mahallede kafile olduklarını vurgulayarak, "Genelde dedelerimizin ve büyüklerimizin isimleri ile ayrıldığımız için pek fazla karışıklık olmuyor. Herkesin bir lakabı var ona göre ayrıldığı için karışıklık yaşanmıyor” ifadelerini kullandı.
“Ölüler de aynı, diriler de aynı”
Mahallede yaşayan Adnan Sarı ise soy adın kendilerine atalarından gelme olduğunu hatırlatarak, “Biz burada tek bir kabileyiz ve akrabayız. Elektrik faturalarında karışıklık yaşanıyor ama hane numarasından kime ait olduğunu çıkartıyoruz. Bu mezarlıklardaki soyisimler de hep aynı şekilde Sarı. Burada herkesin bir lakabı var, lakaba göre kim olduğu anlaşılıyor. Mahallede ölüler de Sarı, diriler de aynı şekilde Sarı soyadı taşıyor” diye konuştu.