Gençlere vergi müjdesi var
Son Dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin seçim beyannamesini açıklıyor! Gençlere vergi müjdesi var
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuşuyor. Eşi Emine Erdoğan ile salondakileri selamlayan Erdoğan, yaptığı konuşmada "Yükseköğrenimdeki gençlere bir defaya mahsus cep telefonu ve bilgisayarda vergi muafiyeti sağlayacağız. Ayrıca aylık 10 GB ücretsiz internet vereceğiz." dedi. İşte AK Parti'nin seçim beyannamesi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yapılan AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı başladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafları ve Türk bayraklarının yer aldığı salon içerisinde, AK Parti ve Türkiye Yüzyılı logoları öne çıkıyor. Salonda, "Doğrusu AK Parti", "Türkiye Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam", "Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi", "Doğru zaman doğru adam", "Lider masa başında değil iş başında belli olur" sloganlarının yazılı olduğu afişler yer aldı.
MADDE MADDE SEÇİM BEYANNAMESİ
Eşi Emine Erdoğan ile salondakileri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada "İlhamını bu topraklara dair hayırlı olan ne varsa ondan alan siz dava ve yol arkadaşlarımla birlikte olmaktan şeref duyuyorum. Allah'ın izniyle yine 14 Mayıs arifesinde 1950'deki inanç ve iradeyle 'Yeter söz de karar da milletindir' demek için bir aradayız. Bizim yeter dememiz Bay Bay Kemal'in yeter demesine benzemez." ifadelerini kullandı.
Erdoğan seçim beyannamesini şu şekilde açıkladı:
Türkiye Yüzyılının anahtarı olarak gördüğümüz yeni sivil Anayasa sözümüzü tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz. Hukuk devletimizi güçlendirecek reformları kesintisiz devam ettirecek, kapsamlı bir yasama reformu için uzlaşma zemini arayacağız. Yüksek standartlı demokrasi için dönüştürücü reformlar ve koruyucu reformlar döneminden tamamlayıcı reformlar dönemine geçeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, toplumumuzun hiçbir kesimine hayat biçimi ve kimlik dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Demokratik siyasetin önündeki engelleri kaldırmaya devam ederken, terör örgütlerinin ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine de göz yummayacağız. Bilhassa Kürt kardeşlerimizi, ne CHP faşizminin, ne HDP sapkınlığının, ne PKK zulmünün, ne de geçmişte acı örnekleri yaşanan baskı düzeninin karanlığına asla ve asla teslim etmeyeceğiz. Aile yapımızı, tüm sapkın akımlardan koruma yanında, her türlü maddi-manevi destekle güçlendireceğiz. Hayata geçireceğimiz 'gelir tamamlayıcı aile destek sistemiyle' hiçbir hanenin gelirinin belirli bir seviyenin altına düşmemesini temin edeceğiz. Aile Koruma Kalkanı Programıyla, ev hanımlarının emekliliğine destek vermekten, her ailede en az bir çalışan olmasını sağlamaya kadar pek çok uygulamayı başlatacağız.GENÇLERE TELEFON VE BİLGİSAYAR ALIMINDA VERGİ MUAFİYETİ
Gençlerimizi aile kurmaya teşvik etmek için, eğitiminden istihdamına, evliliğinden çocuk bakımına kadar her alanda kendilerine maddi katkı vereceğiz. Bu hedeflere ulaşmak için, kaynağı ülkemizin kendi ürettiği doğalgaz ve petrol gelirlerinden sağlanacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracağız. Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız. Ayrıca aylık 10 GB ücretsiz internet vereceğiz. Sosyal yardımlarımızı, yoksul insanlarımıza destek vermenin ötesinde, insanlarımızın yoksulluk seviyesine düşmesini önleyecek bir yaklaşımla yeniden yapılandıracağız. Sahip olduğumuz kültür-sanat değerlerimizin, her alanda işlenmesini sağlayacak mekanizmalar kurarak, ülkemizin potansiyelini en üst düzeyde harekete geçireceğiz. Ekonomimizi; yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmeyi sürdüreceğiz. Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek, ülkemizi bu sorundan mutlaka kurtaracağız. Memurundan emeklisine ve işçisine kadar çalışanlarımızın ücretlerini daima enflasyonun üzerinde artırarak, refah düzeylerini yükselteceğiz. Turizmde 90 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri hedefiyle yatırımı ve tanıtımı hızlandıracağız. Ülkemizi 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaştırmaya yönelik hedefimize ulaşana kadar yatırıma, üretime, ihracata yükleneceğiz."KAMUYA İŞE ALIMLARDA MÜLAKATI KALDIRACAĞIZ"
Önümüzdeki dönemde yıllık 5,5 büyüme oranıyla milli gelirimizi bu dönemde 1,5 trilyon dolara, ardından asıl hedefimiz olan 2 trilyon dolara çıkartacağız. Kişi başına düşen milli gelirimizi önümüzdeki dönemde önce 16 bin dolara, ardından daha yüksek seviyelere ulaştıracağız. Büyüme sayesinde 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturarak işsizlik oranımızı yüzde 7 seviyesine gerileteceğiz. Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız. Girişimcilerimize verdiğimiz destekle ülkemizden en kısa sürede 15 adet milyar dolar ve 5 adet on milyar dolar değerinde şirket çıkmasını sağlayacağız. Üretimin tabana yayılmasında çok önemli görev ifa eden KOBİ'lerimizi, büyüyen ekonomimizin lokomotifleri olarak, finansmandan istihdama her alanda daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Bugüne kadar hassasiyetle devam ettirdiğimiz bütçe disiplininden önümüzdeki dönemde de taviz vermeyeceğiz. Tasarım ve kriptoloji altyapısını kurduğumuz yeni nesil Dijital Türk Lirası projemizi hayata geçireceğiz. Kalkınmanın temel altyapısı olan enerjideki atılımlarımızı kesintisiz sürdüreceğiz. Yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarımızla, önümüzdeki dönemin sonunda enerji ithalatımızı yarıya düşüreceğiz. Karadeniz Doğalgazının ve Akkuyu Nükleer Güç Santralinin tam kapasite devreye girmesi, ülkemizin enerji bağımsızlığında bir milat olacaktır. Elektrikte halen 100 cigavat olan kurulu gücümüzü, 136 cigavata yükselteceğiz. Doğalgaz kullanamayan ilçemiz kalmamasını temin edeceğiz.
"DARBECİLER SÜNGÜLERİYLE BU ATEŞİ SÖNDÜRMEYİ BAŞARAMADI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada ise şu ifadeleri kullandı: "Hayatlarını mücadeleye adamış milletin adamlarının kiminin sonu darağacında bitmiş olsa da, yüreklerde yaktıkları hak, hukuk, özgürlük, kalkınma ateşi hiç sönmedi. Darbeciler, süngüleriyle bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Vesayetçilerin millete tepeden bakan kibirleri, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Küresel emperyalistlerin içerideki ve dışarıdaki tetikçilerinin hoyratlıkları, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Siyasi ve sosyal mühendislik hesaplarıyla girişilen sayısız teşebbüs, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Hamdolsun milletimiz, her seferinde iradesine sahip çıktı, istiklaline ve istikbaline sahip çıktı, yönünü aydınlık geleceğine çevirdi.
"TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN 'DOĞRU ADIMLAR' DİYEREK HUZURUNDAYIZ"
AK Parti, işte bu kutlu mirasın son 21 yıldaki temsilcisi olarak, milletimizle gönül gönüle, omuz omuza tarihi bir demokrasi ve kalkınma mücadelesi yürütüyor. Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi, bu çetin mücadelenin yeni adımı, yeni bir safhası olarak esas aldık. 2002 seçimlerine 'Tek başına iş başına' diyerek gittik. 2007 seçimlerine 'Durmak yok, yola devam' diye gittik. 2011 seçimlerinde 'İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün' dedik. Milletimiz tercihlerini istikrardan yana kullandı. 2015 seçimlerine 'Sen ben yok, Türkiye var' diyerek gittik. Türkiye'yi yanımızda bulduk. 2018 seçimlerine 'Vakit Türkiye vakti' diyerek gittik. Bugün de Türkiye Yüzyılı için 'Doğru adımlar' diyerek bir kez daha milletimizin huzurundayız. Darbecilere, vesayetçilere, küresel emperyalistlere, siyasi ve sosyal mühendislik projelerine karşı milletimizle birlikte Türkiye Yüzyılının kapısını aralamak için buradayız. AK Parti'nin 14 Mayıs'ta milletimizin huzuruna çıkacak kadrosu olarak, ahdimizi yenilemek için bir aradayız.
"KALBİ BİZİMLE ATAN HER KARDEŞİMİZ BU MİLLETİN BİR PARÇASIDIR"
Evet, Türkiye Yüzyılının yürüyüşünü yarın değil hemen şimdi başlatmak için bugün burada beraberiz. Bu yürüyüşün gücünü; milli mücadeleyi başarıya ulaştırıp son devletimizi kuran ve yaşatan şehitlerimizin, gazilerimizin, ebediyete irtihal etmiş büyüklerimizin manevi mirasından alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; son 21 yılda ülkemize kazandırdığımız eserler ve hizmetlerden alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; geçmişte yaşadıkları zulümlerin, haksızlıkların, baskıların yol açtığı hak ve özgürlük hasretlerini dindirdiğimiz herkesten alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; Türküyle Kürdüyle, Sünnisiyle Alevisiyle, Romanıyla Gayrimüslimiyle, istisnasız bu ülkenin tüm vatandaşlarını, analarının ak sütü gibi helal olan hak ve özgürlükleriyle buluşturmaktan alıyoruz. Türkiye Yüzyılı, sadece bizim değil, İslam Âleminden Türk Dünyasına, Balkanlardan Kafkaslara, Asya'dan Afrika'ya tüm dostlarımızın, tüm insanlığın ortak vizyonudur. Çünkü Türkiye sadece 780 bin kilometrekareden ibaret bir ülkenin, Türk Milleti sadece 85 milyon nüfustan ibaret bir toplumun adı değildir. Kalbi bizimle atan her kardeşimiz bu ülkenin ve bu milletin bir parçasıdır. Rabbim gazamızı mübarek eylesin. Rabbim yolumuzu açık eylesin. Rabbim zaferimizi kutlu eylesin.
"TÜRKİYE, İSLAM DÜNYASINDAKİ KARDEŞLERİ İLE BU YOLDA BERABER YÜRÜDÜ"
Şu Ramazan ayında İslam dünyasından bir ülke 200 ton hurma gönderiyor. Nereye, deprem bölgesine. Niçin, oradaki depremzede kardeşlerimiz orucunu hurma ile açsın diye. Bir diğer 100 ton, bir diğeri de 100 ton. Bu bir anlayışın, yaklaşımın ifadesidir. Biz depremzede kardeşlerimizi bu Ramazan'da yalnız bırakamayız demek. Ayni ve nakdi olarak her şeyleri ile yanımızda yer aldılar. Türkiye, bu kardeşleri ile bu yolda beraber yürüdü. Yaşadığımız her saldırı, bilhassa da 6 Şubat depremleri birliğimizi daha da sıklaştırmamızı, kardeşliğimizi daha da artırmamız gerektiğini gösteriyor.
"BU COĞRAFYA TÜM DÜNYANIN GÖZÜNÜ DİKTİĞİ YERDİR"
Biz Türkiye olarak önce, altyapımızla, üretimimizle, güvenliğimizle, diplomasimizle, her şeyimizle kendi ayaklarımızın üzerinde duracağız. Ancak bunu sağladıktan sonra bize uzanan elleri tutabilir, bize el uzatanların yardımlarını kabul edebiliriz. Çünkü kanımızla, canımızla, alın terimizle kendimize vatan yaptığımız bu kadim coğrafya, binlerce yıldır olduğu gibi bugün de, tüm dünyanın gözünü diktiği yerdir. Bu coğrafyada huzurla yaşamanın, devlet kurmanın, gelecek inşa etmenin bedeli, güçlü olmak ve güçlü kalmaktır. Binlerce yıldır üzerine nice başarılar inşa ettiğimiz milli hasletlerimizin ve devlet geleneğimizin gereği olan duruş da budur.
"DEPREMLERİN İZLERİNİ DE 'KERİM DEVLET' ANLAYIŞI İLE SİLECEĞİZ"
Türkiye Cumhuriyeti devletinin her bir ferdinin, bu ülkenin refahından ve demokrasisinden aynı düzeyde yararlanma hakkı olan birinci sınıf vatandaşları olduğunu söylerken, bu özgüvene dayanıyoruz. Yaşadığımız her sınama gibi, deprem afetleri karşısında da aynı yaklaşımla hareket ediyoruz. Ülkemizin bir köşesindeki insanların evleri başlarına yıkılmışken, diğer hiçbir yerdeki insanımız hayatını hiçbir şey olmamış gibi sürdüremez. Deprem haberinin alındığı andan itibaren istisnasız her şehrimiz, her ilçemiz, her hanemiz, her insanımız mağdurların imdadına koşmak için seferber oldu. Milletimizin gösterdiği bu samimi gayret, binlerce yıldır bizi diri tutan hasletlerimizin dimdik ayakta olduğunun işaretidir. Devletimiz de, şartların zorluğunu kısa sürede aşarak, tüm gücü, kurumları, personeli ve imkânlarıyla deprem bölgesinde vaziyet aldı. Bu tablo, devletin milleti için var olduğu gerçeğini, her bir insanımızın yüreğine tekrar işledi.
Dünyada etkileri henüz tamamen ortadan kalkmamış olan Kovid-19 salgını, insanlığın hiç umulmadık şekilde ortaya çıkabilecek ne büyük tehditlerle karşı karşıya kalabileceğini hepimize hatırlatmıştı. Bu küresel sağlık ve yönetim krizinin, yıkıcı sonuçlara yol açabilecek tehditlerinin üstesinden, sergilediğimiz dayanışmayla gelmiştik. Aynı şekilde, son felakete göre nispeten daha sınırlı alanlarda yaşadığımız deprem, yangın, sel gibi afetlerin yaralarını da, milletimizle birlikte hızla sarmıştık. Allah'ın izniyle, 6 Şubat depremlerinin izlerini de, 'kerim devlet' anlayışıyla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde, kısa sürede sileceğiz.
"AK PARTİ KLASİKLERİN ÖTESİNDE VİCDAN SAHİBİ BİR HAREKETTİR"
Partimiz; kuruluşu, teşkilatlanması, üye sayısı, iktidar süresi, icraatı, uluslararası saygınlığı gibi unsurlarla, dünyanın en büyük sivil teşekkülleri arasında yer alıyor. Küresel dengelerin yeniden oluştuğu şu kritik dönemde, ülkenin direksiyonunda AK Parti'nin birikimine ve etki gücüne sahip bir kadronun olması çok kıymetlidir. Dünya sürekli yeni meydan okumalarla kendine yön ararken, Türkiye, AK Parti'nin kurumsal tecrübesi ve bizim siyasi liderliğimiz sayesinde, herkesten bir adım öne geçme şansını yakalamıştır. Geçmişimizle geleceğimiz arasında kurduğumuz sağlam köprüler vasıtasıyla, ülkemizi insanlığın bu muhataralı sürecinden en güçlü şekilde çıkarmanın gayreti içindeyiz. AK Parti'nin ilk günden beri verdiği mücadelenin ve kazandığı başarıların sırrını çözmek için, önce partimizin bazı özelliklerini anlamak gerekir. Her şeyden önce AK Parti, klasik manada bir siyasi parti olmanın ötesinde, dava sahibi, hayal sahibi, vizyon sahibi, vicdan sahibi bir harekettir.
"ASIL DEVRİMİ ZİHİNLERDE YAPTIK"
Partimiz, bu vasfıyla, milletimizin son iki asırdır süren arayışında en önemli toplanma yeri, en önemli adresi olmuştur.12 milyon üyeye sahip bir başka parti yok. Biz asıl devrimi zihinlerde yaptık. Geçmişte bu coğrafyada 'Teşebbüs edilemez' denilen ne varsa hepsinin de gerçekleşebileceğini gösterdik. Güney sınırlarımızdan Doğu Akdeniz'e, Karadeniz'den Kafkasya'ya her yerde bunun örnekleri var. Savunma sanayinden ulaşım ve enerji altyapısına, yerli otomobilimize, uçağımıza kadar her alanda bunun sayısız örnekleri var. İşte dün, üzerinde konuşlanacak KIZILELMASI ve Bayraktar TB-3'üyle, kendi sınıfındaki dünyanın ilk insansız hava araçlarıyla donatılmış savaş gemisini hizmete aldık. Darbecilerin hüsrana uğratılmasından Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasına ve sınır ötesi harekâtlara kadar her konuda bunun örnekleri var.
"TÜRKİYE'NİN GÜCÜNÜ ARTIRMAKTAN BAŞKA ÇARESİ YOKTUR"
Büyük ve güçlü Türkiye'ye doğru giden her adımı, zihinlerde örülmüş duvarları yıkarak, kalplere salınan korkuları yenerek, ayaklara vurulan prangaları kırarak attık. Geldiğimiz noktada, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik esaret çukuruna yeniden yuvarlanmamak için güçlü olmaktan, güçlü kalmaktan, gücünü artırmaktan başka çaresi yoktur. Üstelik buna sadece bizim değil, güvenlik ve tabiat tehditleri sebebiyle giderek dengesizleşen dünyanın da ihtiyacı var. Bu sebeple, 'Dünya 5'ten büyüktür' itirazımıza her geçen yıl daha fazla destek bulabiliyoruz. Bu sebeple, Rusya-Ukrayna savaşında her iki tarafla da görüşebiliyor, tahıl koridoru ve esir değişimi gibi somut ilerlemeler sağlayabiliyor, barış ihtimalini masada tutabiliyoruz. Bu sebeple, Libya'dan Karabağ'a pek çok yerde, tüm dünyanın seyrettiği haksızlıkların düzeltilmesi için fiilen sahaya inip netice alabiliyoruz. Bu sebeple, Balkanlarda barışın sürmesinin ve uzlaşma yollarının açık tutulmasının garantisi haline gelebiliyoruz. Bu sebeple, herkesin sırtını döndüğü mazlumlara kol kanat gerebiliyor, himaye edebiliyoruz. Bu sebeple Türk Devletleri Teşkilatı gibi stratejik adımlar atabiliyor, İslam Âlemiyle işbirliğimizi kimseden icazet almadan güçlendirebiliyoruz. Bu sebeple, Batı Dünyasıyla ilişkilerimizde teslimiyetçi değil, hakkımızı, hukukumuzu savunan dik bir duruş sergileyebiliyoruz.
"BATI ARTIK KENDİ DERDİNE DÜŞMÜŞ DURUMDA"
Sömürge ve zulüm üzerinde kurduğu güvenlik ve refah düzenini korumak için, diğer toplumları asırlardır etnik ve inanç fay hatları üzerinden kontrol eden Batı, artık kendi derdine düşmüş durumda… Ekonomik olarak yükselen ama siyasi rotası olmayan güçlerin hiçbiri, Türkiye'nin üstlendiği adalet, hakkaniyet ve vicdan üzerine kurulu misyonunu ikame edemiyor, edemez. Emperyalizmin terör örgütleri üzerinden yürüttüğü vekâlet savaşlarının da sonu yaklaşıyor. Eğer Türkiye'nin ve 21 yıldır onun yönetiminde olan AK Parti'nin bir davası, bir vizyonu olmasaydı, tüm bunları konuşabilir miydik? Birileri gibi, 'Ne işimiz var Karabağ'da, Libya'da, Suriye'de, Balkanlar'da, Akdeniz'de, Afrika'da' deseydik… Birileri gibi 'Bu kadar yolu, barajı, elektriği, suyu, aracı, konutu ne yapacaksanız, toprağa mı gömeceksiniz' deseydik… Birileri gibi, herkese duymak istediğini söylesek ama vesayetin, darbecilerin, terör örgütlerinin koltuğunun altından kalkmasaydık… Kısacası karşımızdakiler gibi olsaydık, burada milletimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıkabilir miydik? İnşallah, önümüzdeki dönemde ülkemizi ve milletimizi dünyada hak ettiği yere getireceğiz. Böylece, coğrafyamızın ve medeniyetimizin iki asırlık hüznünü asırlar boyunca sürecek sevince dönüştürme şerefine de nail olacağız.
"BUNLARIN SİYASET DERİNLİĞİ ERTESİ GÜNLERİNİ GÖREMEYECEK KADAR SIĞ"
Bundan 12 yıl önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda bize birileri dudak bükmüştü. 2053 ve 2071 vizyonumuzu duyunca tümden zıvanadan çıkmışlardı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tarihi bir reformu hayata geçirince de aynı tepki ile karşılaştık. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni yerden yere vuranlar, bugün ruhuna uygun olmayan şekilde sistemi at pazarlığı ile tepe tepe kullanmaya çalışıyor. Bunların siyaset derinliği ertesi günlerini göremeyecek kadar sığdır, sığ...
"BAY BAY KEMAL HDP'LİLERLE NE KONUŞTU, AÇIKLAYABİLDİ Mİ?"
Etnik, dini, kültürel siyaset ile ülkemizi eski günlerine döndürmenin peşinde koşanlar, birlik, beraberlik ve kardeşlik siyasetini asla anlamadı. Biz farklılıklarımızı zenginliklerimiz olarak görmeyi sürdüreceğiz. Siyasete başladığımız günden beri vesayet odakları ile çarpışa çarpışa yürüdüğümüz bu yolda milim sapmadan devam edeceğiz. Bay bay Kemal niçin HDP Genel Merkezi'ne gitmedi de, Meclis'te bunlarla görüştü? Kapalı kapılar ardında ne görüştüler, açıklayabildi mi? Yargının cezaevine tıktığı teröristleri serbest bırakma sözü veren alçaklar bitmez. Ülkesini yabancı devletlere şikayet edenler bitmez. Biz Türkiye'yi her alanda ileri götürdük ama muhalefeti zerre miskal ileri götüremedik. Seçimin sandıkta kazanıldığını unutmayacağız. Sizlerden seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi istiyorum.
"GELMEYENE GİDECEĞİZ, KÜSKÜNÜ BARIŞTIRACAĞIZ"
Cumhur İttifakı olarak biz, seçimlere kadar gece-gündüz çalışarak, milletimizin gönlünü kazanmadık hiçbir ferdini bırakmayacağız. Gelmeyene gideceğiz. Küskünü barıştıracağız. Sevmeyeni sevdireceğiz. Her eve, her işyerine gireceğiz. Kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız. Kararsızları ikna edeceğiz. Zaten gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz. Hiç kimseyi atlamadan teker teker herkese dokunacağız. Her seçimin önemli olduğunu, ama 14 Mayıs'ın bu milletin tüm evlatlarının geleceğini şekillendireceğini aklımızdan çıkarmayacağız. Bunun için sizlerden, seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi, seçim günü sandığı da namusumuz olarak görmenizi istiyorum.
TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN 17 BAŞLIK
AK Parti olarak, kurulduğumuz günden beri girdiğimiz 15 seçim ve halkoylamasının tamamından da birinci çıkmayı başardık. Bu özelliğiyle AK Parti, sadece Türk siyasi hayatına değil, dünya demokrasisine ismini altın harflerle yazdırmış bir partidir. Milletimizin bize gösterdiği teveccühün bunca yıldır kesintisiz sürmesi, sorumluluğumuzu daha da artıyor. Ülkemize geçtiğimiz 21 yılda kazandırdığımız her eser, her hizmet elbette önemlidir. Ama önümüzdeki 5 yıl boyunca milletimize ne vereceğimiz, evlatlarımızın geleceği için hangi ilerlemeleri sağlayacağımız daha önemlidir. Bu doğrultuda ilk adımımızı, geçtiğimizin yılın 28 Ekim'inde açıkladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonuyla atmıştık.
Türkiye Yüzyılını 17 temel başlığın üzerinde inşa edeceğimizi söylemiştik. Neydi bu başlıklar? Türkiye Yüzyılı, şefkatin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, üretimin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, verimliliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, istikrarın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, kalkınmanın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, sürdürülebilirliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, huzurun yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, iletişimin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, istikbalin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, gücün yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, haklının yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, değerlerin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, dijitalin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, gençliğin yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, barışın yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, başarının yüzyılıdır. Türkiye Yüzyılı, bilimin yüzyılıdır. Evet, seçim beyannamemizi de işte bu temeller üzerinde şekillendirdik.
"YAPAMAYACAĞIMIZ HİÇBİR ŞEYİ SÖYLEMEDİK"
Seçim beyannamemizde, altı ayrı bölüm altındaki onlarca başlık ve binlerce maddede, hem ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin özeti, hem de Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz yer alıyor. "Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar" yaklaşımıyla hazırladığımız, oldukça hacimli bir esere dönüşen beyannamemizde yer alan tüm hususları, burada tekrarlamayacağım. Beyannamemiz kitap olarak sizlere ulaştırıldı, dijital mecralar vasıtasıyla da milletimizle paylaşıldı. Burada sadece kısa hatırlatmalarla yetinerek, asıl işi, hep birlikte evlerde, sokaklarda, mahallelerde insanımızla ruberu, yüz yüze yapacağımız çalışmalara bırakmak istiyorum. Bugüne kadar milletimize yapmayacağımız, yapamayacağımız hiçbir şeyi söylemedik, söylediğimiz hiçbir şeyden de geri dönmedik. Meydanlarda ağzına geleni söyleyip, iş başına gelince hepsini unutanların, inkâr edenlerin, tersini yapanların, vaatlerinin üzerine beton dökenlerin ülkemize ne büyük zararlar verdiğini biliyoruz.
"ÖNCELİĞİMİZ DEPREMİN YIKTIĞI ŞEHİRLERİ AYAĞA KALDIRMAK OLACAK"
Biz ne kendimizi, ne milletimizi asla böyle bir zelil duruma düşürmedik, düşürmeyiz. Bunun için verdiğimiz her sözü, beyannamemize yazdığımız her maddeyi uzun hazırlıklar sonunda ortaya çıkardık. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz elbette, 6 Şubat depremlerinin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak olacaktır. Allah'ın izniyle, 319 bini bir yılda teslim edilecek şekilde, toplam 650 bin yeni konut yaparak, afetin 11 ilimizde ve mücavirinde açtığı yaraları tamamen saracağız. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeliyle, ülkemizin 81 ilinin tamamını, afetlere dirençli şehirler haline dönüştüreceğiz. Vatandaşımızın can ve mal güvenliği bizim için her şeyin önünde gelir. Bütüncül risk yönetimiyle, ülkemizi sadece depreme karşı değil, her türlü afete, felakete, tehdide karşı, tüm boyutlarıyla hazırlayacağız."