Kardeşini öldürdüğünü kabul etmedi
Bursa’da kardeşini darp ettikten sonra ilaçlama tankerine atarak ölümüne sebep olduğu iddiasıyla yargılanan ağabey suçlamaları kabul etmedi.
Geçen temmuz ayında Gürsu'ya bağlı Kumlukalan Mahallesi'nde meydana gelen olayda, 9 yaşındaki Yunus Emre A.'nın bulunamaması üzerine çalışma başlatıldı. Küçük çocuk evinin etrafındaki bahçelerde ve su kanallarında 6 saat boyunca aranırken bir netice elde edilemedi. Daha sonra aileye ait evin bahçesindeki ilaçlama tankının içine bakan ekipler, çocuğun cansız bedenini buldu. Yunus Emre'nin ağabeyi 17 yaşındaki Ö.F.A.'nın verdiği çelişkili ifadelerden şüphelenen jandarma ağabeyi gözaltına aldı. Ö.F.A. cumhuriyet savcısı huzurunda alınan ifadesinde kardeşini öldürerek ilaçlama deposuna attığını itiraf etti. Ağabey Ö.F.A. savcılıktaki ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
"Sanığı yönlendirmem söz konusu olamaz"
Bursa Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'yakın akrabayı öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açılan sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada baba Hüseyin A. (41), sanık avukatı Beytullah Çakır ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili Kübra Akan hazır bulundu. Duruşmada olay soruşturması sırasında sanığın ifadesini alan astsubay Yüksel Erdoğan şahit olarak dinlendi. Erdoğan, "Olay yerine gittiğimde ölen çocuk bulunmuştu. Öleni bulan bayanı ve sanığın babasını dinlemiştik. Cumhuriyet savcısının talimatıyla diğer işlemleri yaptık. Bu olay basit bir olay değildir. Şahsı yönlendirmem söz konuşu olamaz. Ölenin dış kıyafetlerini tankerin içine attığını söylemişti. Bunun üzerine ölenin dış kıyafetleri bulunmuştu. Ayrıca, savcı ifade alırken, odasına savcının isteğiyle girip, çıktım. Benim işlemlerim cumhuriyet savcısının nezaretinde gerçekleşmiştir" dedi.
Sanık avukatının sorusu üzerine Erdoğan, "Olay yeri inceleme ekipleri bu elbiseleri tankerin içinden çıkarmıştı. Ayrıca elbiselerin üzerinde parmak izi incelemesi veya kriminal incelemelerin ne şekilde yapıldığına bu birimdeki görevliler tarafından cevap verilebilir. Ölenin elbiseleri bizim huzurumuzda tankerden çıkarılmamıştı" diye konuştu.
"Tahliyemi istiyorum"
Mahkemede söz alan sanık ise, "Şahit yalan söylüyor. Benzinlikte bulunduğumuz sırada huzurda bulunan komutan, 'Senin parmak izin var, ananı babanı alırız, itiraf et' diye baskı yaptı. Ben de bu nedenle o ifademi vermek zorunda kaldım. Bir de komutan, elinde bulunan kağıtta parmak izimin olduğunu söylediği gibi 'Senin yaşında oğlum var, senin yanmanı istemiyorum, senin ceza almanı istemem, sana yardımcı olmak istiyorum' dedi. Tahliyemi istiyorum" açıklamasını yaptı.
Sanık Avukatı Beytullah Çakır ise, "Olay günü ölen çocuğun elbiseleri bulanlar, tankerin üzerinde katlanmış halde bulmuşlardır. Elbiselerin üzerinde parmak izi incelemesi yapılmadığı gibi kuru vaziyettedir. Müvekkilim bu olayı gerçekleştirdiği yönünde yönlendirilmiştir" dedi.
Baba Hüseyin A. ise tankerin üzerinde oğlu Ö.F.'nin parmak izinin ele geçirilmediğini, baldızının duruşmada kapağın sıkı bir şekilde kapalı olduğunu söylediğini dile getirdi.
Mahkeme heyeti, sanıkla ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'ne Yunus Emre A.'dan otopsi sırasında DNA analizi yapılmak üzere elde edilen materyal ve sanıktan alınacak örnekler ile ilgili raporun beklenmesine, tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Ahmet Faruk Çabuk