Putin'in içerde baskısı artıyor! Peki Rusya'yı ve Rusları şimdi ne bekliyor?
Sosyal medya ağlarına ulaşılmaması... Medyaya uygulanan sansür... Savaş demenin suç sayılması... Polislerin yolda cep telefonlarını bile kontrol etmesi... Rusya şu sıralar tamamen "Batı'ya kapanan ülke" profili çizmeye başladı. Putin için…
Ruble değer kaybetti, Rusya borsası düştü... ABD ve Avrupa'nın uyguladığı yaptırımların etkileri, haber ajanslarının Rusya'dan geçtiği, ATM’lerin önünde oluşan uzun kuyruklardan görülmeye devam ediyor.
Ancak bir yandan ülkede vatandaşlara yönelik baskının dozu sürekli artıyor. Batılı uzmanlara göre Rusya her geçen gün içine kapanıyor.
Peki son günlerde Rusya'da neler oluyor?
Pravda, Eski Sovyetler Birliği döneminde Komünist Parti Merkez Komitesi'nin resmi yayın organıydı. Politbüro ise SSCB tarihinde ülkeyi yöneten Komünist Parti'nin, politikaları belirleyen en üst karar organı konumundaydı.
BİR GÜNDE 4500 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Batı'nın Ukrayna'yı işgal harekâtının ardından Rusya'ya yönelik ekonomik yaptırımlara hız vermesi sonrası Rusya'da da kitlesel gösteriler artmaya başladı. 'Savaşa hayır' diye sokağa çıkan on binlerce insan gözaltına alındı. Rusya'da mevcut yasalara göre Ukrayna'da olan şey için 'savaş' demek bile ağır hapis cezası anlamına geliyor.
Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgalinden bu yana, 50’den fazla Rus şehrinde savaş karşıtı kitlesel protesto eylemleri patlak verdi. Bağımsız insan hakları örgütü OVD-Info’ya göre sadece 6 Mart Pazar günü, 2 bin 100’den fazlası Moskova’da, bin kişiden fazlası da St. Petersburg’da olmak üzere savaş karşıtı gösterilerde 4 bin 500’den fazla protestocu gözaltına alındı.
Moskova'da, Ukrayna Büyükelçiliğine çiçek bırakmak isteyen 7 ve 11 yaşlarındaki iki çocuk da gözaltına aldı. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, "Putin çocuklarla savaş halinde. Bu çocuklar geceyi 'SAVAŞA HAYIR' posterleri için Moskova'da parmaklıklar ardında geçirdiler. Adam bu kadar korkuyor” dedi.
ÇOCUKLARI TUTUKLADILAR
İnsan hakları örgütlerinin raporlarına ve haber ajanslarının geçtiği haberlere göre; 24 Şubat'ta başlayan protestolarda, ülke genelinde yaklaşık 15 bin kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında çocukların da bulunduğu gözlendi.
“Oğullarımız bu savaşa yem edildi” sloganıyla sokaklara inen anneler de olası hapis cezalarına rağmen protestolarda hep ön saflarda yer tutuyor.
CEP TELEFONU MESAJLARINA BİLE BAKILIYOR!
Moskova'da bulunan muhabir Anya Vasileva’nın iddiasına göre, Moskova'daki Lubyanka Meydanı’nda polis memurları insanları durdurup, mesajları ve fotoğrafları da dahil olmak üzere telefonlarını göstermelerini emrediyor. Vasileva bu durumu "Geldim ve onlara bunu neye dayanarak yaptıklarını sordum. Polis basın kartımı kontrol etti ve yorum yapmayı reddetti" diye anlatıyor.
ORDUYU KÜÇÜK DÜŞÜRENE HAPİS
Rusya'da mevcut yasalara göre protestocular ise ağır para cezaları ve hapis cezaları ile muhatap oluyor.
Öte yandan Kremlin'in ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları da gün geçtikçe artıyor. Rusya Federasyonu Federal Meclisi'nin alt meclisi Duma, ‘sahte haber paylaşımını’ suç sayan, orduyu itibarsızlaştıran ve Rusya'ya karşı yaptırım çağrısında bulunan haberlere karşı yaptırım öngören yasayı kabul etti. Yeni yasanın ihlali 15 yıla kadar hapisle cezalandırılıyor. Putin'in barış operasyonu olarak tanımladığı işgal için savaş tanımını kullanmak da artık şuç kapsamına giriyor.
Protestolarda gözaltına alınıp para cezası karşılığı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan isimlerden Yulia Zhisvtsova'nın anlattıkları ise ülkede olup bitenlerin kısa bir özeti gibi. NPR’ye konuşan Zhisvtsova, “Çocukken bize her zaman Kiev’in tüm Rus şehirlerinin anası olduğu öğretildi. Bir gün uyandığımızda tanklarımızın Kiev’e girdiğini duymak korkunç bir şey” dedi.
Gözaltına alınma sebebinin elinde tutuğu, Ukrayna Bayrağı'nın renklerini taşıyan sarı ve mavi renkli kapakları olan Harry Potter kitaplarını Puşkin Meydanı’nda okumak olduğunu anlatan Zhisvtsova "ilk gözaltına alındığımda polisler ne yapacağını bilemedi. Çünkü yasaya göre 'kitap okumak gibi bir ceza' yoktu" dedi.
“Vladimir Putin’in en çok korktuğu adam” olarak tanımlanan Navalny, geçtiğimiz temmuz ayında 3,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Putinin içerde baskısı artıyor! Peki Rusyayı ve Rusları şimdi ne bekliyor?
Putin'in başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana onu en çok 'zorlayan' isim ise Aleksey Navalny. 2009 yılından beri doğrudan Putin'i hedef tahtasına oturtarak onun hakkında birçok yolsuzluk iddiasını dillendiren Navalny, defalarca hapse atıldı ve suikast girişiminden kurtuldu. Son gözaltına alındığı zaman diliminde ise Navalny'nin serbest bırakılması için düzenlenen gösterilere yüz binlerce insan katıldı. 3 buçuk yıl hapis cezasına çarptırılan Navalny, geçtiğimiz ocak ayından beri hapiste tutuluyor.
Rusya'daki basın kuruluşları da Putin'in baskısından nasibini aldı. New York Times gazetesi de ülke basınında askeri harekâta ilişkin kullanılan dile dikkat çekti.
Haberde; "İşgal operasyonu, defalarca Ukrayna'yı 'Nazilerden arındırma ve askerden arındırma' girişimi olarak nitelendirildi. Ukrayna yönetiminin 'Nazi' olduğu propagandası için sıklıkla haber kanalları Nazilerin siyah beyaz görüntülerini gösteriyor. Rus Ordusu'nun 'barışı korumak için ülkeye girdiği' işleniyor" denildi.
Bu yayınların sonuç verdiğini söylemek de mümkün. Rus halkının 3'te 2'sinin 'operasyona' destek verdiği bildiriliyor.
Rus televizyonlarına göre bu bir savaş değil. Rus medyasında sivillerin yaşadığı mahallelerdeki patlamaları göremezsiniz. Ağır zırhlı araçların görüntüsünü göremezsiniz
Rus televizyon sunucusu Stanislav Kucher
İNTERNETİ 'YERLİLEŞTİRME' PLANI
Ukrayna harekâtı ile birlikte Rusya, uzun süredir üzerinde çalıştığı 'interneti dış dünyaya kapatma planını' da devreye sokmaya başladı. Alınan kararla sunucusu Rusya dışında bulunan tüm Rus siteleri Rusya’ya çağrıldı. 11 Mart’a kadar sitelerin sadece Rusya’da sunucusu bulunacak, sitelerin ‘.ru’ uzantısı ile Rusya DNS’ini kullanacak şekilde hizmet vermesi hedefleniyor. Uzmanlara göre bu hamlesiyle Moskova, geçen yaz test ettiği gibi interneti dışa bağlı olmadan kendi kontrolüne alabilecek.
RUSYA, KUZEY KORE GİBİ İZOLE OLUR MU?
Peki Putin, Rusların tüm korkusuna ve itirazına rağmen ülkesini Sovyetler Birliği dönemine sürükler mi? Rusya bir dünyadan izole edilme standartları bakımından Kuzey Kore'ye benzeyecek mi? Yoksa bu durum savaş koşullarıyla mı sınırlı?
"Henüz Sovyetler dönemi ya da Kuzey Kore gibi ağır koşullar yok" diyen Çelikpala "Rusya şu an bir savaş durumunda ve Batı’nın bu yaptırımları da Rusya için aslında bir ekonomik savaş. Batı askeri alanda harekete geçmeyeceğini belirtti ama ekonomik olarak harekete geçtiği için şu an Rusya’yı yönetenler ekonomik bir savaşın içinde olduklarını biliyorlar. Bazı lokasyonlarda yapılan toplantılarda özellikle asker aileleri yerel yöneticilere tepki göstermeye başladılar. Dolayısıyla burada olumsuz bilgi akışı ve propagandayı engelleme eğilimine girmeye başladılar" dedi.
"SOYVET AKTÖRLERİ KENDİ DÜNYALARINI KURMUŞLARDI"
Günümüzde Sovyet dönemine göre teknolojinin çok geliştiğini hatırlatan Çelikpala şunları vurguladı:
-- Sovyetler içindeki ana aktörler kendi dünyalarını kurmuşlardı. Ancak şu an öyle bir şey yok. Çünkü Rusya artık küresel sistemin bir parçası. Şu an bu küresel sistemin dışında tutulmadan, içinde ezilmeye çalışılıyor. Rusya her şeyi kapatıp kendi halinde huzur içinde tabii ki yaşayamaz. Belli bir süre sonra uzlaşma ve normalleşmeye çalışmaları gerekecek.
-- Sadece enerji değil, Rusya pek çok alanda küresel sistemin bir parçası. Kuzey Kore gibi değil. Dolayısıyla ülkeyi bundan çıkarmanın yöneticilere ekonomik, siyasi ve toplumsal anlamda başka maliyetleri olur. Putin’in yapmak istediği Rusya’yı küresel aktöre çevirmekse, bunun yolu sistemin parçası olmaktan geçiyor. Kenarda durarak bunu başarması mümkün değil.
Rusya Batılı demokrasiler gibi, çok partili siyasal hayatın yaşandığı, sivil toplumun güçlü olduğu ve denetleme mekanizmalarının çok çalıştığı bir ülke değil. Devletin hayatın her safhasını kontrol ettiği bir ülke. Dolayısıyla Putin’i gönderecek olan şey, kamuoyundan ziyade Rusya’yı yöneten elitlerin çıkarlarına cevap verilmemesi olur. Oligarkların tepkileriyle karşı karşıya kalırsa, Putin’den kurtulma gerçekleşebilir.
Prof. Dr. Mitat Çelikpala
"ÖNÜMÜZDEKİ BİRKAÇ HAFTA ÇOK KRİTİK"
-- Eğer Rusya, başka bir aktörle savaşa giriyor olsaydı Rus toplumu büyük bir dayanışma içerisine girebilirdi. Ancak Ukraynalıları çok farklı görmüyorlar. Önümüzdeki birkaç hafta içerisinde sonuç alınamazsa Putin, bunun sorunlarıyla karşılaşmaya başlayacaktır. Rusya 2024 seçimlerinde başka bir aday mı görmek ister? Henüz bunu söylemek için çok erken ama böyle bir ihtimal ilk defa ortaya çıkmış durumda.
PARTİSİ DE DUMA'DA LİDER
Rusya’da geçtiğimiz yıl Eylül ayında yapılan Duma seçimlerinden de Putin’in partisi Birleşik Rusya birinci çıktı. Son seçimlerde yüzde 49,85 oy alan Putin'in partisi Birleşik Rusya, 2016'daki seçimde yüzde 54,2 oy almıştı.
2036'YA KADAR BAŞKANLIĞI 'GARANTİ' GİBİ
Vladimir Putin, 1993 tarihinde kabul edilen Rusya anayasasına göre 2000 ve 2004 yıllarında iki kez üst üste başkan seçildi. Anayasa başkanın üçüncü kez görev yapmasını yasakladığı için, 2008-2012 döneminde bu göreve Dmitriy Medvedev seçildi. Putin de başbakanlık görevini üstlendi. Anayasa değişikliği sonucunda başkanın görev süresinin 6 yıla çıkarılması üzerine, Putin 2012 yılında yeniden aday oldu ve ardından 2018 yılında yapılan seçimleri de kazandı. Olağan koşullarda Putin’in görev süresinin 2024 yılında sona ermesi gerekiyordu. Ancak 2020'deki referandum sonrası Putin’in 2036'ya kadar yani 85 yaşına kadar başkan olabilmesinin önü açıldı.
EKONOMİK YAPTIRIMLARIN RUSLARA ETKİSİ
Birçok Batılı uzmana göre ise Putin'in asıl korktuğu şey ülke içi siyasi muhalefetten çok ekonomik yaptırımların etkisini her geçen gün ağır bir şekilde hissetmeye başlayacak olan orta ve dar gelirli Rus vatandaşları.
PUTİN'E KARŞI MUHALEFET RÜZGARI GÜÇLENİYOR MU?
Ancak böyle düşünmeyenler de var. Bunlardan birisi de Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal. Hürriyet.com.tr'ye konuşan Prof. Ünal, Rusya'daki gösterilerin çok kapsamlı olmadığını belirtiyor.
Ünal, "Örneğin, Biden göreve geldiği sırada yapılan Navalny gösterileri bundan daha kapsamlıydı. Kamuoyu yoklamalarında görülüyor ki Rus halkının genel hatlarıyla Putin’e verdiği destekte bir artış var. Bunda da özellikle Almanya başta olmak üzere İkinci Dünya Savaşı'nda Rusya'ya karşı savaşan ülkelerin Rusya'ya karşı Ukrayna'ya silah vermeye kalkışmaları olduğunu düşünüyorum. Çünkü İkinci Dünya Savaşı’nın Rus halkının hafızasında çok derin yaralar açmış olduğuna hiç şüphe yok. Sovyetler Birliği olarak yaklaşık 27 milyon insan kaybettiler. 1945 yılında Türkiye'nin nüfusunun 18 milyon olduğunu düşünürsek bir buçuk Türkiye büyüklüğünde bir nüfus kaybı yaşadılar. Almanya, Rusya'ya karşı konularda çok dikkatli bir ülkeydi. Şimdi onun da politikasını değiştirmesi, Putin'in yaptığı öngörüler ve dediklerinin Rusya halkı tarafından ve aynı zamanda Rusya'daki partiler tarafından da kabul gördüğünü gösteriyor" dedi.
Putin, Rusya'yı Gorbaçov öncesi günlerin totaliter diktatörlüğüne döndürmeye çalışıyor. Eninde sonunda başarısız olacak, ancak denemekle Rus toplumuna büyük zarar verecek.
ABD'nin eski Rusya büyükelçisi Michael McFaul
Rusların çoğunluğunun da Putin gibi Kırım'ı ve Donbas bölgesini kendilerine ait hissettiklerini belirten Ünal, "Ülkedeki muhalefetin de Kırım, Ukrayna ve diğer konularda Putin'den farklı düşündüğünü görmüyoruz. Onlar da aynı şekilde Kırım'ın kendilerine ait olduğunu ve Ukrayna'nın tarafsız kalması gerektiğini söylüyorlar" dedi.
Ekonomik yaptırımlar için "Birkaç oligarkın hayatında zorlaşmaların olduğu takdirde Putin'in geri adım atacağını düşünmek bence çok erken bir değerlendirme olur" diyen Ünal, "Putin'i nasıl bir gelecek bekliyor?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
-- Bunu bilemeyiz, savaşın sonucuna göre değerlendirebiliriz. Benim görebildiğim kadarıyla Ukrayna’daki savaş ya da Rusların deyimiyle operasyon planlandığı gibi gidiyor. Rusların büyük bir çoğunluğunun ve Putin'in iddiası Ukrayna halkı ile Rus halkının aynı halkı olduğu şeklindeydi. Dolayısıyla aynı halk ise kalkıp da buradaki halka karşı Suriye'de olduğu gibi çok ağır bombardıman içeren, çok kapsamlı bir operasyon yapmak doğru olmazdı. Nitekim de yapmıyorlar. Bu kendilerine bir risk de oluşturmuş durumda ama bu riski de göze alarak operasyonu sürdürüyorlar.
-- Savaşın nasıl gelişeceği, Kiev düşerse neler olacağıyla doğrudan alakalı. Rusya bütün Ukrayna'yı kontrol altına almak isteyebilir mi? Batı Ukrayna'da Rus ve Rusya karşıtı bir milliyetçilikle eden Ukraynalılar bunu bir yenilgi olarak kabul edip ülkeyi terk edebilirler mi? Yoksa Zelensky hükümeti masaya oturup, Putin'in şartları temelinde bir müzakereye razı olur mu? Bunların hepsini görmek lazım.
-- Eğer bütün bunlarda Putin istediklerinin hepsini büyük ölçüde alırsa, yerini sağlamlaştırmış olur. Uluslararası kamuoyunda özellikle Batı dünyasında oluşturulan imajın da fazlaca bir etkisi kalmaz. Ama eğer operasyon zora girer ve Putin istediklerini alamaz, buna karşılık Ukrayna Rusya’nın enerjisini tüketen alana dönüştürülürse Putin'in geleceği pek parlak olmayabilir. Ancak bu ihtimal bana zayıf geliyor. Ukrayna'dan bir Afganistan çıkarmak mümkün değil gibi. Bu konuda bir bahis olsa, oynamam. Çünkü savaşları başlatmak kolaydır ama istediğiniz gibi bitirmek her zaman kolay değildir.
"RUSYA'DA DARBE GELENEĞİ YOK"
Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu da işgalin sonuçlarına dikkat çekti:
-- Bu savaş nedeniyle AB ve NATO ülkelerini ABD’nin hayal etmediği şekilde birleştirmeyi sağladı. İsviçre bile 207 yıl sonra ilk defa tarafsızlık kararını bozdu ve bu tarihi bir kırılma. Putin Donbas’la yetinseydi, Kırım’da olandan farklı bir şey olmayacaktı. Ancak işgal harekâtına başlamasıyla dünyayı birleştirmeyi başardı. Bütün ülkeler savunma harcamalarını da artırma kararı aldı.
"EĞER PARALI ASKERLERLE DEVAM EDERSE..."
-- Yani Putin bu hamle ile başarısız görünüyor. Ancak Kiev’i alırsa ve masaya oturursa 'Kim kazanacak?' sorusunun cevabı çok açık ortada. Bu savaş paralı askerler kullanarak hibrit bir savaşa dönüşür ve 5 yıldan uzun sürerse ve sürekli Rus askeri Ukrayna’da kayıp verir. Üstüne bir de ekonomi günden güne kötüleşmeye devam ederse birkaç yıl sonra Putin’in gitme durumu düşünülebilir.