Bahçeli: 'Başkan düşerse ülke düşer'
Türkiye Gazetesi yazarı Süleyman Özışık, Hadi Özışık ile birlikte MHP lideri Devlet Bahçeli'yi makamında ziyaret etti ve gündeme ilişkin bir röportaj gerçekleştirdi.
İŞTE SÜLEYMAN ÖZIŞIK'IN O YAZISI
Geçtiğimiz hafta Hadi Özışık ile birlikte MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli'yi makamında ziyaret ettik.
Niyet ve plan yarım saatlik bir görüşme üzerine kurulmuştu. Ancak gerek hoş sohbetin keyfi gerekse Sayın Bahçeli'nin siyasetle ilgili kimsenin bilmediği konuları anlatması nedeniyle iki saate yakın sürdü görüşmemiz.
Sayın Bahçeli'nin şahsıyla, partisiyle ve özellikle de Erdoğan'la ilgili anlattığı bazı şeyler var ki dinlerken ne hissettim biliyor musunuz?
"Bu insanlar bu kadar dehşet verici bilgilere sahipken ve bu kadar çok sorunla boğuşurken geceleri nasıl uyuyabiliyor?" diye düşündüm.
Bir kez daha anladım ki biz, siyaset diye bizlere ulaşan bazı ufak tefek bilgileri konuşuyoruz. Devleti yöneten siyasetçilerin perde arkasında yaşadığı olaylar ve sıkıntılar öyle her insanın kaldıracağı türden şeyler değil.
Sayın Bahçeli'nin görüşmede altını özellikle çizdiği bazı hususlar vardı. Bu hususlardan bazılarını sizinle paylaşmam doğru olmaz.
Ama gördüğüm ve anladığım şu ki...
Bedeli ne olursa olsun, Erdoğan'ı yalnızlığa terk etmek gibi bir düşüncesi yok MHP liderinin. "Geçmişte AK Parti hakkında ne demişsem arkasındayım ama Erdoğan'ın yalnızlığını ayrı bir yere koyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nın düşmesi, milletin devletin düşmesi anlamına geldiği için yanındayım" diyor.
Cumhurbaşkanının elini güçlü kılmak için hiçbir makam talebinde bulunmadıklarını söylüyor. "Bırakın üst makamları, bir üniversiteye hoca atanması, bir yere müdür atanması konusunda dahi Cumhurbaşkanı'na en ufak bir talebimiz olmadı ve olmayacak" diyor.
Erdoğan'a destek verme kararını da 17/25 Aralık sonrası yaşadığı bir olaydan sonra almış.
17/25 Aralık sonrası ziyarete gelen saygın bir akademisyen, sohbetin bir yerinde konuyu FETÖ'ye getirmiş ve "Yakında Türkçe Olimpiyatları düzenleyeceğiz. Sizi de aramızda görmek isteriz" diye teklifte bulunmuş.
Sayın Bahçeli, "MHP içinden birileri ile yan yana gelir misiniz orasını bilemem. Ama Ülkücü Hareket ile bir gün karşı karşıya gelmeniz mukadderdir" cevabı vermiş. Karşısında renkten renge giren akademisyen, "Bu mesajınızı ilgili yerlere iletebilir miyim?" diye sormuş. "Elbette bu mesajı Fetullah Gülen'e de aynen iletebilirsiniz?" diye cevap vermiş.
Bir hafta sonra...
FETÖ'nün yayın organları Bahçeli'ye yoğun saldırı başlatmış. "MHP'nin başında bir ateist var. Cuma namazına gitmez, ne olduğu belirsiz biri" diye yayınlar başlamış. Bu manşetlerle birlikte Meral Akşener de harekete geçmiş ve MHP delegelerinden kurultay için imza toplamaya başlamış.
Sayın Bahçeli bu iki kampanyanın eş zamanlı olarak başlamasını manidar bulduğunu söylüyor.
Lafın nereye gittiğini sanırım az çok anlamışsınızdır.
İlginç olan şu ki...
Sayın Bahçeli kapalı kapılar arkasında yaptığı dost sohbetlerinde bile İyi Parti'ye geçenler hakkında kem söz söylemiyor. Yapmış olduğu "MHP'ye geri dönün" çağrısının tabanda çok büyük karşılık bulduğunu söylüyor. İYİ Parti'nin isminin HDP ile yan yana anılmasından rahatsızlık duyanların zaman içinde MHP'ye döneceğini belirtiyor.
Dedim ya...
Sohbet anında anlatılan bazı özel hususları burada paylaşmam şık olmaz. Bir gün izin alırsam belki yazarım. Gördüğüm şu ki Sayın Bahçeli tam bir devlet adamı. Her zaman olduğu gibi “tuzak kuran değil, oyun bozan kişi” olmaya devam ediyor.
Yakında bir kez daha tuzak kuranların oyununu bozmaya başlayacak gibi bir his uyandı bende…
Bunu niye söylüyorum…
Günlerdir konuştuğum bazı siyasi parti temsilcilerinin anlattıklarından sonra çıkardığım bir sonuç var.
O sonuç da şudur:
AK Parti'den kopanlar parti kurduktan sonra Ankara'da hiç kimsenin aklına hayaline gelmeyen gelişmeler yaşanabilir. "Bu partiler kurulduktan sonra yanımıza gelecekler ve ittifakımıza dâhil olacaklar" diye düşünen muhalefet partileri fazla heyecan yapmazsa iyi olur diye düşünüyorum.
Hatta...
İsminin HDP ile yan yana anılmasından dolayı rahatsızlık duyan İYİ Parti'nin orta vadede Millet İttifakı'ndan ayrılması ve Cumhur İttifakı'na dâhil olması da kimseyi şaşırtmasın!..
Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Meral Akşener'in 30 Ağustos resepsiyonunda bir araya gelmeleri ve samimi bir sohbet sergilemeleri nedeniyle söylemiyorum bunu. Öğrendiğim ve doğruya yakın olduğunu tahmin ettiğim bazı duyumlar var.
Şimdilik bu kadarını söylüyorum!
0 0 0 0 0 0
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.