21 Kasım 2024, Perşembe

Bakan Albayrak'tan 'enflasyonla mücadele' açıklaması

Bakan Albayrak'tan 'enflasyonla mücadele' açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Nihai amacımız enflasyonu kalıcı olarak en kısa sürede tek haneli rakamlara düşürmektir. Enflasyonla mücadelede, para ve maliye politikalarımızdaki güçlü duruşu korurken aynı zamanda yapısal sorunlarla da çok yoğun bir mücadele ortaya koyarak, çözümleri adım adım hayata geçirmeye başladık." dedi.

Albayrak, Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2019 bütçesinin TBMM Genel  Kurulundaki görüşmelerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2002'den  önce yüksek kamu açıkları, yüksek kamu borcu, sağlıksız bir finansal sistem ve  yüzde 70'leri bulan enflasyon oranları içinde, birkaç yıl arayla sürekli kendi  içinden kaynaklanan krizler geçiren ve çözüm üretemeyen bir iklime sıkışıp kalmış  ülke konumunda olduğunu belirtti.
Türkiye'nin o günlerde üretemeyen, yatırım yapamayan ve yatırım  çekemeyen, gelir düzeyi düşük ve sürekli kamu borcunun sürdürülebilirliği sorunu  yaşayan bir ülke olduğunu ifade eden Albayrak, AK Parti iktidarları döneminde  Türkiye'nin oluşturulan geniş çerçeveli, zamanlı ve hedefli politikalarla 2000'li  yılların başından itibaren bu sağlıksız ekonomik yapıdan kurtulduğunu ve  ekonomiye istikrar kazandırılarak alt gelir grubundan, orta-yüksek gelirli  ülkeler grubuna geçtiğini söyledi.
Bu dönüşümün ekonomik göstergelere de yansıdığını vurgulayan Albayrak,  AK Parti iktidarları döneminde ekonominin yıllık ortalama yüzde 5,7 büyüdüğünü,  kişi başına gelirin 3 kattan fazla arttığını, 2005'ten bu yana yaklaşık 10 milyon  kişiye iş imkanı sağlandığını, yoksulluk göstergelerinde önemli iyileşmeler elde  edildiğini dile getirdi.
2002'den bu yana ihracatın 4 kattan fazla artarken, ihracatta ürün ve  ülke çeşitliliğinde önemli mesafeler kaydedildiğini, kamu maliyesinde yeniden  yapılandırmalar gerçekleştirilerek kamu açıklarının ciddi anlamda azaltıldığını,  kamu borç yükünün yarıdan fazla düşürüldüğünü anlatan Albayrak, bankacılık  sektörünün ise uluslararası en iyi standartları sağlayacak şekilde sağlıklı bir  yapıya kavuşturulduğunu ve ekonomik büyümeye önemli katkı sağlandığını belirtti.
"KÜRESEL KOŞULLARI ÇOK YAKINDAN TAKİP ETTİK"
Bu dönüşümün, birçok uluslararası kuruluş ve platform tarafından örnek  gösterildiğini anımsatan Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, bir yandan IMF'de daha çok katkı sağlayan donör ülkelerden  biri haline gelirken, diğer yandan G20 ülkeleri arasında yer alarak küresel  ekonomiye yön vermede etkin bir role sahip olmuştur. 2007 yılında başlayıp tüm  dünyayı sarsan küresel finansal krizin etkilerini Türkiye ekonomisi, bu sağlam  yapısıyla birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeye kıyasla en az maliyetle  atlatmış ve bu zor dönemde dahi üretim yapısını koruyarak istihdam artışı  sağlayan dünyadaki nadir ülkelerden biri olmuştur.  Üzerinden 10 yıl geçmesine  rağmen, küresel krizin etkilerini atlatamayan ve sistemlerini rehabilite edemeyen  birçok ülke bulunmaktadır. Bu ülkeler, çareyi ticarette daha fazla korumacılığa  yönelmekle bulmuş, bugün, kendi çözümlerini üretemeyen ülkeler nedeniyle küresel  ticaret eski seviyelerinden oldukça uzaktadır. Bu durum, Türkiye gibi ihracatını  daha da artırmayı kendisine hedef alan, küresel değerler zincirinde üst sıralara  yükselmek üzere üretim yapısını oluşturan ülkeleri doğal olarak olumsuz  etkileyebilmektedir. Biz rotamızı çizerken, tüm artılara ve eksilere hazırlıklı  olabilmek için her zaman küresel koşulları çok yakından takip ederek, çok güçlü  bir sistem inşa etmeye başladık."
"EKONOMİ, RİSKLERE KARŞI ÇOK ÖNEMLİ DİRENÇ ORTAYA KOYDU"
Türkiye'nin 2013'te Gezi olayları ile başlayan birçok derin iç ve dış  şoklarla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Albayrak, sadece ekonomik değil aynı  zamanda jeopolitik risklerin de arttığı bu süreçte Türkiye ekonomisinin çok  önemli bir direnç ortaya koyduğunu ifade etti.
Türkiye'nin bu yıl ağustos ayında doğrudan ekonomiyi hedef alan  finansal bir saldırıya uğradığını aktaran çeken Albayrak, şunları kaydetti:
"Piyasalarda o dönemde oluşan değerlemelerin ülkemizin makro temelleri  ile bağdaşmadığının, hepimizin malumu olduğunu ifade ettik. İlk günden itibaren  tüm kurum ve kuruluşlarımız, piyasaları yakından takip ederek bu ataklara karşı  ekonomimizi koruyacak gerekli önlemleri almış ve sağlam adımları atmıştır. Bu  zorlu koşullar altında kamu ve özel sektör paydaşlarımızla birlikte önümüzdeki  dönemde ülkemizin çehresini değiştirecek olan Yeni Ekonomi Programı'mızı  oluşturduk. Enflasyon ve cari açıkta kalıcı iyileşmeye odaklanan programımız,  aynı zamanda üretim ve ihracata yönelik detaylı bir planlamayla yüksek katma  değerli üretim yapısına geçişimizi çok daha hızlı bir noktaya taşıyacaktır. Kısa  vadede, aldığımız önlemler ve orta vadeyi şekillendiren Yeni Ekonomi  Programı'mızın da katkısı ile birlikte kasım ayında Türkiye ekonomisine yönelik  algıda ve beklentilerde çok önemli olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Güven  endeksleri toparlanırken, finansal piyasalarda kayda değer iyileşme gözlenmiş,  ağustos ayı sonuna kıyasla döviz kuru yaklaşık yüzde 20 değerlenmiş, tahvil  faizleri 370 puana yakın gerilemiş ve risk primlerinde 200 puanın üzerinde  iyileşme sağlanmıştır. Üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisi, yüzde 1,6 büyüyen ve bu  şekilde dengelenme süreci olarak ifade ettiğimiz süreci güçlü bir şekilde hayata  geçirmeye başlamıştır. Kısa vadede büyümemizin yavaşlaması ancak akabinde gitgide  daha da güçlenen bir ekonomik toparlanmanın sağlanması sürdürülebilir, dengeli ve  sağlıklı büyüme hedeflerimizle uyumluluk arz etmektedir."
"İSTİHDAM ARTMAYA DEVAM EDİYOR"
Berat Albayrak, 2018'in dokuz ayında yüzde 4,5 seviyesinde büyüme  sağlandığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Eylül ayı itibarıyla bazı sektörlerde zayıflamalar olsa da  istihdamımız artmaya devam etmektedir.  İş gücüne katılım oranı, bu dönemde  mevsimsel düzeltilmiş olarak yüzde 53,4 ile tarihi yüksek seviyeye ulaşırken,  işsizlik oranı yüzde 11,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Dengelenme sürecinin  şimdiye kadar en olumlu yansımasını dış ticaret ve cari işlemler dengesinde  görmekteyiz. İhracat ve turizm gelirleri artmaya devam ederken, iç talebin  yavaşlamasıyla birlikte ithalatta görülen daralma sonucunda, Türkiye ekonomisi üç  ay arka arkaya cari fazla vermiştir. Yıl sonunda cari işlemler açığı, özellikle  mayıs ve haziran ayından sonra, yaklaşık 60 milyar dolarları gören rakamlarda,  bahsettiğimiz bu dengelenme ve Yeni Ekonomi Program çerçevesinde yıl sonu  itibarıyla 30 milyar dolarların da altında gerçekleşerek, çok tarihi bir  performans ortaya koyarak, Yeni Ekonomi Programı'nda öngördüğümüz hedeflerden de  çok daha başarılı ve güçlü bir performans ortaya koyacaktır."
TBMM Genel Kurulu'nda, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2019 yılı bütçesi görüşüldü. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak görüşmelere katılarak konuşma yaptı.
ENFLASYONLA MÜCADELE
Sadece cari işlemlerde değil enflasyonda da iyileşme görülme sürecinin  somut şekilde başladığına işaret eden Albayrak, şunları söyledi:
"Yüksek enflasyona karşı atılan adımlar ve Enflasyonla Topyekun  Mücadele Programı'nın etkisi görülmeye başlamıştır. Ekim ayında tepe noktasına  ulaşan tüketici fiyatları, kasım ayında aylık yüzde 1,4 daralırken yıllık  enflasyon bir önceki aya göre 3,6 puan iyileşmiştir. Enflasyondaki bu düşüş,  fiyatlama davranışları için önemli bir gösterge olan beklentileri de olumlu yönde  etkilemiştir. Ancak daha önümüzde almamız gereken çok önemli mesafeler var. Nihai  amacımız daha önce de belirttiğim gibi enflasyonu kalıcı olarak en kısa sürede,  orta vadeli programda da bahsettiğimiz gibi tek haneli rakamlara düşürmektir.  Enflasyonla mücadelede, para ve maliye politikalarımızdaki güçlü duruşu korurken  aynı zamanda yapısal sorunlarla da çok yoğun bir mücadele ortaya koyarak,  çözümleri adım adım hayata geçirmeye başladık."
Albayrak, küresel ekonomik ve finansal koşulların giderek zorlaştığı  bu dönemde, ekonomiyi bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmeye devam  edeceklerini belirtti.
Gelir politikalarına ilişkin temel politika öncelikleri çerçevesinde  geçtiğimiz dönemde birçok vergisel düzenlemenin hayata geçirildiğini anımsatan  Albayrak, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeleri tamamlanan kanun teklifi ile  imalat sanayi yatırımlarına sağlanan indirimli kurumlar vergisi ve KDV teşvik  unsurlarının 2019'da da uygulanmasının öngörüldüğünü söyledi.
"VERGİ SİSTEMİ ÇALIŞMALARI 2019'DA ÇOK ETKİN OLACAK"
Mali disiplinin tüm AK Parti hükümetlerinde olduğu gibi bu dönem de en  önemli çıpaları olacağının altını çizen Albayrak, şunları kaydetti:
"Vergi sistemimizi daha basit, etkin, geniş tabanlı ve daha adil bir  yapıya kavuşturmak için vergi mevzuatımızın sadeleştirilmesine yönelik  çalışmalarımız başta olmak üzere, 2019 yılı bu anlamda çok etkin bir yıl olacak.  Bunun yanında etkinliği olmayan istisna, muafiyet ve indirimleri kademeli olarak  kaldıracak, mecbur olmadıkça yeni istisna ve muafiyet  getirmeyeceğiz. Mükelleflerimizin vergiye uyum seviyelerini güçlendirecek ve  kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandıracağız. Gelir politikalarımız ile ihracat  odaklı ve teknoloji tabanlı bir üretim modeli çerçevesinde; nitelikli  yatırımları, katma değerli üretimi, istihdamı ve ihracata dayalı büyümeyi  destekleyerek, ekonomimizin rekabet gücünü daha da geliştireceğiz. Bunun  özellikle son 2-3 aylık süreçte öncülerini, mesajlarını, ticaret anlamında, cari  denge anlamındaki, dengelenme rakamlarında görmeye başladık ve 2019 bunun daha da  güçlü bir şekilde hayata geçtiği inşallah bir yıl olacak."
Mükellef Hizmetleri Merkezi'ni yeniden yapılandırdıklarını aktaran  Albayrak, İnteraktif Vergi Dairesinde halihazırda 46 hizmet sunulduğunu söyledi.
İnteraktif Vergi Danışmanı uygulamasını diğer kazanç ve vergi  unsurlarını kapsayacak şekilde geliştirmeye devam ettikelerini dile getiren  Albayrak, KDV iadelerinin hızlı ve doğru yapılabilmesini sağlamak için yoğun  şekilde çalıştıklarını aktardı.
Albayrak, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda daha önce yapmış olduğumuz hizmetlere ilave olarak,  belirli şartları sağlayan mükelleflerimizin, yeminli mali müşavirlerce  hazırlanmış KDV iadesi tasdik raporu ile talep ettikleri KDV iade tutarlarının  yüzde 50'sinin, yapılacak ilk kontrollere göre aylarca süren bu işlemi 10 iş günü  gibi kısa bir süreye düşürerek teminat alınmaksızın iade edilmesini, kalan  tutarın daha sonra yapılacak kontroller çerçevesinde iade edilmesini öngören bir  sistemi ocak ayından hayata geçirmeye başlıyoruz."
Vergi beyannamelerinin yüzde 99,8'ini e-beyan sistemi ile almaya  başladıklarını bildiren Albayrak, ekim ayı itibarıyla elektronik ortamda alınan  bildirim ve beyanname sayısının 90 milyona yaklaştığını belirtti.
Bu yıl Veraset ve İntikal Vergisi beyannamelerinin de elektronik  ortama taşındığına işaret eden Albayrak, şunları kaydetti:
"e-Tebligat Sistemi'yle yaklaşık 30 milyon adet tebligat ve buna  dayalı elektronik ortamda düzenlenerek tebliğ edildi ve yaklaşık 300 milyon  liraya yakın tasarruf sağladık.  Hazır beyan sisteminin kapsamını  genişlettik. Hazır Beyan Sistemi'yle mükelleflerimizin kira geliri, ücret, menkul  sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratların beyan edilebilmesine olanak  sağladık. Bu kapsamda, mart ayında 1 milyon 441 bin mükellef, Hazır Beyan  Sistemi'ni kullanarak yıllık gelir vergisi beyannamesi vermiştir."

Hükümetleri döneminde kayıt dışı ekonominin azaltılması için planlı  mücadele yürüterek, bu çerçeveyi daha da genişletmeye devam edeceklerini belirten  Albayrak, bu kapsamda, geçen dönemde hazırladıkları üç eylem planını  uyguladıklarını ve olumlu neticelerini aldıklarını ifade etti.
Albayrak, 2002 yılında yüzde 32,4 olan kayıt dışı ekonominin GSYH’ye  oranını 2016 yılında yüzde 26,8’e, kayıt dışı istihdam oranını ise 2002'deki  yüzde 52,1 seviyesinden 2017 yılı sonu itibarıyla yüzde 33,9’a indirdiklerini  kaydetti.
Yeni bir vergi veri analiz merkezi kurma çalışması başlattıklarını  anlatan Albayrak, "Mükelleflerin uyum düzeyinin artırılması, uyumsuz  mükelleflerin uyumlu mükellefler aleyhine oluşturacağı haksız rekabetin  önlenmesi, kayıtlı ekonominin teşvik edilmesi amacıyla yeni bir vergi veri ve  risk analiz merkezi kuruyoruz." diye konuştu.
Berat Albayrak, defter beyan sistemini uygulamaya geçirdiklerini, bu  kapsamda yaklaşık 2,1 milyon mükellefin gelir ve gider kayıtlarının portal  üzerinden elektronik ortamda tutulmasını hedeflediklerini söyledi. 2014-2018  döneminde yaklaşık 247 bin mükellef nezdinde vergi incelemesi yaptıklarını dile  getiren Albayrak, bu incelemeler neticesinde düzenlenen raporlarda yaklaşık 39  milyar TL vergi tarhiyatı ve buna bağlı olarak 83 milyar TL ceza kesilmesini  önerdiklerini aktardı.
Çiftçi, esnaf, KOBİ ve girişimcilere sağlanan destekler noktasında çok  önemli adımlar attıklarını vurgulayan Albayrak, "Kasım ayı itibarıyla Ziraat  Bankasınca kullandırılan düşük faizli kredi bakiyesi 46 milyar TL'ye, Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan düşük faizli kredi bakiyesi ise yaklaşık 5 milyar  TL'ye ulaşmıştır. 2018 yılı Kasım ayı itibarıyla söz konusu uygulamadan yaklaşık  866 bin üretici faydalanmaktadır. Bu çerçevede, 2004 yılında 205 bin üreticiye  700 milyon TL olarak verilmeye başlanan bu destek, 2018'de 51 milyar TL'lik  bakiyeye yükselmiş ve 866 bin çiftçimiz bundan faydalanmıştır." bilgisini  paylaştı.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, 2018 yılında, doğal afetler ve terör  olayları nedeniyle zarar gören üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi  Kooperatiflerine olan düşük faizli tarımsal kredi borçlarının bir yıl süreyle  ertelendiğini anımsattı.
2018 yılında Hatay ile Kilis illeri ve ilçelerinde yaşanan terör  olayları nedeniyle zarar gören esnaf ve sanatkarların Halk Bankasına olan  borçlarının da bir yıl süre ile ertelendiğini anlatan Albayrak, kasım ayı  itibarıyla bu kapsamda kullandırılan esnaf kredilerinin bakiyesinin 30,9 milyar  TL olarak gerçekleştiğini bildirdi.
"KİT'LERDE STRATEJİK YÖNETİM ANLAYIŞI"
Berat Albayrak, KİT'lerde yetkilendirmeyi, hesap verebilirliği,  şeffaflığı, karar alma süreçlerinde etkinliği ve performansa dayalı yönetimi esas  alan stratejik yönetim anlayışının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaların  devam ettiğini belirtti.
KİT'lere yapılan sermaye transferi tutarının 2017'de 4,4 milyar TL  olarak gerçekleştiğini dile getiren Albayrak, bu tutarın 2018'de 6,2 milyar TL,  2019'da ise 6,9 milyar TL olmasının programlandığını ifade etti.
Albayrak, Hazine garantili kredilerden üstlenim oranını düşük  seviyelere çektiklerine işaret ederek, "Hazine garantili dış borç stoku 2018 yılı  ekim ayı sonu itibarıyla 13,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Hazine  garantili kredilerden üstlenim oranı, tarihi düşük seviyelerde seyretmektedir.  2002 yılında Hazine garantili kredilerden üstlenim oranı yüzde 51,9 iken, 2018  yılı ekim ayı sonu itibarıyla bu oran yüzde 1’e düşmüştür." ifadesini kullandı.
Hazine alacak stokunun 2018 yılı ekim ayı sonu itibarıyla 19 milyar  lira olarak gerçekleştiğine işaret eden Albayrak, "2002'de yüzde 72,1 olan  ülkemizin Avrupa Birliği Tanımlı Genel Yönetim Borç Stokunun GSYH’ye oranı, 2018  yılı ikinci çeyrek sonu itibarıyla yüzde 29,2 olarak gerçekleşmiştir. Yeni  Ekonomik Programa (YEP) göre, söz konusu oranın 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları  sonu itibarıyla sırasıyla yüzde 31,1, yüzde 28,5, yüzde 28,2 ve yüzde 27,2  seviyelerinde aşağı yönlü bir patikada gerçekleşmesini öngörüyoruz."  değerlendirmesini yaptı.
"TL CİNSİ BORÇLANMAYA AĞIRLIK VERDİK"
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, stratejik ölçütlere dayalı borçlanma  politikası sayesinde borç stokunun faiz, kur ve likidite risklerine karşı olan  duyarlılığını çok dikkatli ve hassas bir şekilde yönetmeye devam ederek  azalttıklarını vurguladı.
Albayrak, "TL cinsi borçlanmaya ağırlık vererek, borç stokunun  yapısını döviz kuru şoklarına karşı daha güçlü hale getirdik. 2001 yılındaki stok  yapısı sürdürülüyor olsaydı, TL'nin yüzde 5 değer kaybı borç stokunu 1,6 puan  arttıracakken, mevcut yapıda bu artış yalnızca 0,7 puanda kalmıştır. Sadece bu  saydığım analiz, kamu maliyemizin ve kamu borç yapımızın ne derece sağlam bir  noktaya geliştiğini çok açık, net ve şeffaf bir biçimde göstermektedir."  ifadelerini kullandı.
Dünya Bankası ile Türkiye arasında 2017-2021 mali yıllarını kapsayan  dönemdeki mali ve teknik iş birliğinin çerçevesini oluşturan Ülke İşbirliği  Çerçevesi Programı kapsamında şimdiye kadar 7 proje ve bir program kredisi için  toplam 2,6 milyar dolar tutarında uzun vadeli, düşük faizli finansman  sağladıklarını belirten Albayrak, "2018 yılı özelinde, Dünya Bankasından enerji,  altyapı ve reel sektörlerde geliştirilen büyük montanlı projeler için toplamda  yaklaşık 1,1 milyar dolar civarında finansman temin ettik. Söz konusu projeler  ülkemizin ekonomik gelişimi ve canlanmasına katkı sağlayacağı için ülkemizin  ekonomik büyümesine de önemli bir etkiyi ortaya koyacaktır." dedi.
Bakan Albayrak, Hazine Finansman Programı çerçevesinde uluslararası  sermaye piyasalarından 7,7 milyar dolar tutarında dış finansman sağladıklarını  söyledi. Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle yaz ayları sonunda maruz kaldığımız finansal  dalgalanmaların ardından, ekim ve kasım aylarında gerçekleştirdiğimiz dolar ve  avro cinsi tahvil ihraçlarına, ihraç tutarının 3 katından fazla talep gelmesiyle,  geçtiğimiz süreçte aldığımız ekonomik tedbirlerin uluslararası yatırımcılar  nezdinde ne denli güçlü bir karşılık bulduğunu gördük.
Ülkemizin güçlenen uluslararası rolüyle birlikte, buna paralel olarak  son yıllarda kalkınma yardımlarında da Türkiye, dünyada en önde olan ülkelerden  biri olmuştur. Yıllık uluslararası yaptığı yardımların gayri safi milli hasılası  oranına kıyasla bakıldığında dünyada birinci ülke olarak, Amerika'yı,  İngiltere'yi, dünyadaki bütün gelişmiş ülkeleri geçerek bu noktaya erişmiştir."
BAKAN ALBAYRAK MİLLETVEKİLLERİNİN SORULARINI YANITLADI
Albayrak, bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2019 yılı  bütçelerinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulunda milletvekillerinin sorularını  yanıtladı.
Altın ve döviz ihraçlarının Türkiye ekonomisindeki farklı kaynakların  reel ekonomiye kazandırılmasına yönelik adımlar olduğunu ifade eden Albayrak, bu  adımın başarılı olduğunu söyledi.
Özellikle döviz ve altın ihraçlarının önemli ve stratejik adımlar  olduğunu vurgulayan Albayrak, şöyle konuştu:
"Hazinemizin ortaya koyduğu altın tahvil ihracı, son 2 yılda 6,5 tona  yakın altının yastık altından Türkiye ekonomisine kazandırılmasına vesile olarak,  kayıt dışı sermayenin ne kadar doğru kayıt içine getirildiğini ortaya koydu. Biz  bu noktada bir başka ilki daha gerçekleştirdik. Özellikle döviz anlamında, altın  anlamında direkt vatandaşımıza yönelik bir ihraç kapsamında, kurumlara,  bankalara, yabancılara yaptığımız ihraçlardan farklı direkt hazine garantisi  kapsamında olan, direkt hazinemizin makul bir kar payıyla gerek faizli gerek  faizsiz enstrümanlarla Türkiye ekonomisinde daha etkin finansal kaynakların  çeşitlendirilmesi için adım attık."
Hazinenin vatandaşa yönelik ihraçları daha düşük süreliyken, yabancıya  yönelik ihraçların süresinin çok daha uzun olduğuna işaret eden Albayrak,  sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vadenin faiz üzerindeki etkisi çok net görülebilir. Ama özellikle şu  son 4 aydaki Hazinemizin borçlanma stratejisi ki, ben anlıyorum, herhalde bu  finansal piyasalardaki bazı finansal kuruluşlar, bu yeni Hazine stratejimizden  biraz rahatsız. Bizim öncelikli hedefimiz, devletimizin ulusal ve uluslararası  piyasalardan borçlanma maliyetini düşürdü dalgalı dönemlerde bile. Yeni Ekonomi  Programında, son 4 ayda, eylül, ekim, kasım ve aralık ayında 26,2 milyar liralık  bir faiz ödeneği öngörürken, bu 4 aylık süreçte etkin ve aktif bir faiz  stratejisiyle bu rakam 23 milyar 784 milyon lira gerçekleşmiş. Yani yıl sonuna  kadar bütçelenen faiz ödemesi 2 milyar 413 milyon lira daha aşağıda  gerçekleşmiştir."
"YAKLAŞIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇİFTÇİ KREDİSİNE 2019 TEMMUZ SONRASINA ÖTELEME"
Albayrak, İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında yapılan işlemlerin hukuki  ve Fon'un gelir kaynaklarını artırmaya yönelik olduğunu dile getirdi.
Vergi barışı kapsamındaki düzenlemelerin sonuncusu kapsamında  taksitlendirmede ödeme süresinin ertelenmesine yönelik bir maddenin torba teklife  eklendiğini anımsatan Albayrak, "Yeniden yapılandırma değildir. Onun dışında  gerek esnafa gerek çiftçimize bu manada, yapılandırma ve mevcut bankalara  borçları noktasında çok önemli düzenlemeler, yeniden yapılandırmalar, düşük  faizli kredilerle desteklemeler devam ediyor. Sadece geçtiğimiz hafta, yine  Ziraat Bankası noktasında 530 bin çiftçimizin yaklaşık 30 milyar liralık çiftçi  kredisi 2019 Temmuz sonrasına ötelenerek, mevcut en düşük maliyetli faizin  altyapısı korunarak, yaklaşık 7-8 aylık bir rahatlamayla bu desteği  sürdüreceğiz." diye konuştu.
Berat Albayrak, 2002 yılında brüt 250 lira olan asgari ücretin 2 bin  30 liraya ve net 184 liradan 1603 liraya çıktığını vurgulayarak, "Asgari ücret  nominal yüzde 770, reel olarak yüzde 94'lük bir artış ortaya koymuştur."  değerlendirmelerinde bulundu.
"OLAYLARIN TESADÜFİ OLMADIĞINI KÜRESEL ÖRNEKLERLE TECRÜBE EDİYORUZ"
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, Türkiye ekonomisinin bütün engellere  rağmen sağlam adımlarla yoluna devam ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye sağlıklı ve rasyonel bir büyümeyi daha da güçlü bir şekilde  ortaya koyacağı 2019'a emin adımlarla ilerliyor. Gerek iç gerek dış kaynaklı,  gerek iç gerek dış piyasa talebinden Türkiye bugüne kadar büyümesini ortaya  koymuş. Ama Yeni Ekonomi Programında biz ne dedik; dengelenme, disiplin ve  dönüşüm. Fransa'da olaylar oluyor, enteresan. Çin'de olaylar oluyor, Kanada'da  birileri tutuklanıyor. Yani bölgemizde son yıllarda yaşanan olayların ne kadar  tesadüfi olmadığını her geçen gün yaşanan küresel örneklerle tecrübe ediyoruz.  Türkiye'de olunca öyle, Fransa'da, Almanya'da böyle. Demek ki AK Parti  iktidarları 16 yıldır çok güçlü bir sistem inşa etti. Bu yeni dönem, iç ve dış  bütün bu saldırılara karşı çok daha güçlü bir finansal mimarinin inşa edileceği  bir dönem. Bunun adımlarını atmaya başladık. Sermaye piyasaları, bu anlamdaki  enstrümanlarla, Kalkınma Bankası, Emlak Bankası, reasürans şirketiyle..."
Türkiye'nin her yıl yarım ila 1 milyon insanına iş ürettiğinin altını  çizen Albayrak, Türkiye'de kapanan şirketler olduğu gibi işletmeye açılan  şirketlerin de bulunduğunu söyledi. Albayrak, "Hayat devam ediyor. Bazıları para  kazanıyor, bazıları kaybediyor. Hayatta kaybetmek de kazanmak da var. Ama totale  baktığımızda açılan işletmeler, kapananlardan 100 bin daha fazla 2015 yılında.  2016 yılında 228 bin 871 açılmış, 101 bin 614 kapanmış; nette 127 bin 257.  2017'de 229 bin 367 açılmış, 96 bin 945 kapanmış; nette 132 bin 422. 2018 1  Ocak-10 Aralık itibarıyla Ticaret Bakanlığının son rakamı bütün 'saldırı, battı,  o, bu.' rakamlarına rağmen 214 bin 133 açılmış, 96 bin 851 kapanmış; 117 bin 282  net. Hayatın devam ettiği bir süreç var." ifadelerini kullandı.
"2023'E KADARKİ YOLCULUĞUMUZA ÇOK DAHA GÜÇLÜ DEVAM EDECEĞİZ"
Berat Albayrak, faiz harcamalarına yönelik eleştirilere cevaben de  şunları kaydetti:
"Türkiye'de 2002 yılında faiz harcamalarının bütçe içindeki payı yüzde  43,2 idi, bu rakam 2018'de yüzde 9, 2019 bütçesinde yaklaşık yüzde 12. 2002  yılında toplanan verginin yüzde kaçı faize gidiyordu biliyor musunuz? 85,7 lirası  faize gidiyordu. Bu rakam, bu yıl sonu itibarıyla yüzde 11,7. 2019 bütçesinde de  15'lerde bu rakam. Bütün bunlara baktığımızda, AK Parti iktidarları, 16 yıldır,  bütün iç ve dış krizlere, saldırılara rağmen halkımızın teveccühüyle çok ama çok  güçlü bir yetkiyle bu ülkeyi yönetiyor. Tüm kalbimle inanarak, tüm Meclisin  huzurunda milletimize şunu ifade ediyorum; tıpkı geçtiğimiz 16 yılda olduğu gibi  bize güvenerek bu makamı, Cumhurbaşkanlığı sisteminin başında Cumhurbaşkanımızın  liderliğinde bu kabine ve bu yasamadaki iktidar vekillerimizle 2019 ve 2023'e  kadarki yolculuğumuzda çok daha güçlü bir şekilde inşallah hayata geçirmeye devam  edeceğiz."
Daha sonra Genel Kurulda, Hazine ve Maliye Bakanlığının yanı sıra  Gelir İdaresi Başkanlığı, Kamu İhale Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı,  Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Türkiye İstatistik  Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Sermaye Piyasası Kurulunun  bütçeleri kabul edildi.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

Bakan Albayrak enflasyon mücadele açıklama

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.