Midesi ve cebi dolup da gözü doymayana yaklaşmayın!

 

Yoğun işlerimden dolayı bir süre sizlerden uzak kaldım. Muğla’nın güzel ilçelerini tek tek gezerken yazıyı da tamamlama fırsatım oldu. Güzellikleri size anlatmaya kalksam yetmez, gelip görmeniz lazım…

 

 

Amacınız ne olursa olsun asla vicdanınızı kaybetmeyin.

 

Yapmacık olmayan tek şey çocukların, “küstüm” demeleri. Çünkü samimiyet, güven ve sevgi barındıran kelime…  Buna göre de hayatımızdaki insanları incelediğimiz takdirde;

İlerleyen teknoloji sayesinde çok yollar aşıyoruz ama,

Şimdi geldiğimiz nokta!..

Bir anda hayatımıza giren pandemiye...

Söyleye söyleye tavan yapılan dolar ve altının insanlar için ne kadar değerli olduğuna...

Samimiyetin ve masumluğun yok olduğuna artık inanmaya başladım.

 

Söyledim, söyleyeceğim ve söylüyorum.

Siyasi görüşüm olmadığı gibi insanlara karşı da önyargı barındırmıyorum çünkü insanları tanıyorum. Kendilerini tanıttıkları gibi değiller, hep gizli bir karakterleri mevcut.

İki ana madde içerisinde şunları söyleyebilirim.

Bayıldığım karakterler;

Bayılıyorum Sapyoseksüel insanlara!

Bayılıyorum Doğayı ve kendini temiz tutanlara.

 

Bayılmadığım karakterler ise;

 

Kaba insanlara...

Sinyalsiz dönenlere...

Entel görüntüsünün altında cahillik fışkıranlara...

Kadınların yanında abuk sabuk laflar kullananlara.

Haramın adını sevmeyip tadına bayılanlara…

 

 

Ekonomistleri Şöyle Bir Kahvehanelere Ve Çay Ocaklarına Alalım!

 

-Abi dolar uçtu ya ne olacak bu doların hali...

-Hiç sorma artık altın da alınmaz hâle geldi. Düğün davetiyesi gelirse yandık ki yandık!

-2021 çok ama çok fena geliyor, yakacak ortalığı hacı biz yatırımımızı yapalım.

-Ben kurbanda dana almıştım ama...

-Bilader pandemi eylül ayı gibi ikinci dalga olarak gelecekmiş(!)…

gibi halk dili söylemler ile ne kadar çok sıkıntılı olsak dahi rahatımızı asla bozmuyoruz.

 

Az kalsın yakalanıyorduk!

 

Benden size bir abi, dost, arkadaş tavsiyesi:

Sakın kimseye acınızı ve mutluluğunuzun temelini göstermeyin.

Ne mi olur?

İşte cevabı:

Birincisi: Bindiğiniz dalı kesersiniz!

İkincisi: Aldığınız nefesi verirken acı çekersiniz.

Üçüncüsü: Yediğiniz lokmada zehir bulursunuz.

Hiç kimsenin anınızı bozmasına izin vermeyin. Kötü dahi olsanız sahte mutluluklar atın ki çatlasınlar.

 

Hayattan tat almayı öğrenin!

Mesela tek şekerli çayım, sıfır şeker oldu.

Mesela üçü bir arada olan kahvem sadeleşti.

Mesela insanlara olan sevgim arttı ama güvenim sıfır şeker gibi (!).

Mesela uzun zamandır çekimlerimden dolayı kitap okumaya ara vermiştim, burada en azından tekrardan başlamış oldum.

Mesela hiç dolarım, altınım yoktu, yükselecek diye aldım(!).

Mesela Hindistan cevizini çok severim ve sevdiğim insanların kafasında kırmak isterim (!)

 

Kitap okuma oranına göre…

Türkiye’ de ilk kitap 1494 yılında İspanya Museviler tarafından basılmıştır.

Geçenlerde konu kitaptan açıldı, okurdun okumazdın olayına giriverdim. Sonradan düşündüm kitap okumayan bir adamla kitap muhabbetine girmenin benim hatam olduğunu, bunun için kendimden özür dilerim.

 

 

Kapitalist dünyanın en etkili ve en değerli iletişim aracı PARA’ dır.

Son noktayı koyan tek nesnedir. Herkesin fikrini ve hayatını değiştiren birimdir. Kimin ne söylediği önemli değil, paranın gücü en alt tabanda dahi büyük bir etkileşim gösteriyor.

Ve her yere sızdı:

Siyasete,            

Kurumlara,

Kanunlara,

Seçimlere,

Geçimlere,

Hatta vicdanlarımız dahi parayla çalışıyor.

Geçmediği tek yer sevgidir.

 

Sosyolog Emile Durkheim şöyle diyor:

“Çağdaş toplumun hastalıklarının nedenini ahlakta bulan ve toplumların tehlikeli ahlak yoksulluğundan acı çektiğini dile getirmiştir.”

Ahlak yoksunu toplum her işlevi kesintisiz olarak yerine getirir.

 

 

Gözlükler göğüse asılırken şimdi maskeler asıldı.

Muğla Akyaka’da biraz deniz havası alalım derken dikkatimi çekti rica ettim ve bir fotoğraf aldım.

Bir süre sanırım bu ipli maskeler bu şekilde moda olacak. Güzel teknik Süleyman kardeşimi kutluyorum. Bir yıl öncesine kadar ipler gözlüklere takılırken şimdi maskelere takılıyor. Ne hale geldik yahu!

Size, sağlıklı günler dileyerek müsaade istiyorum.

Şimdilik bu kadar.