Depremin üstünden çok zaman geçmedi. Arkamıza baktığımızda sekiz ay gibi bir süre…
-Unutmadık o acı manzaraları...
-Yerle bir olan şehrimizi…
-Büyüdüğümüz evimiz, sokaklar…
-Kaybettiğimiz dostlarımız ve yakınlarımız!
Bilmem anlatabildim mi?
Koca bir HAYIR!
Bu acı manzaralar karşısında siyasetçisinden başkanına, iş adamından esnafımıza, halkımıza varana kadar hepimizin kardeş olduğumuzu ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşadığımızı bir kez daha hatırlatma gayesinde bulunmak istiyorum.
Ayrım yapmak ötekileştirilmek için nedenler olmalı:
Mesela, bize karşı savaş açan ülkelere karşı savaşmalıyız.
Mesela, bütünlüğümüzü bozmaya çalışan örgütlere karşı savaşmalıyız.
Mesela, iki gün önce Ankara’da bombalı saldırı düzenleyen hainlere karşı savaşmalıyız.
Mesela, bizi bizden öteye sürükleyen herkese karşı savaşmalıyız ama kardeş olduğumuz ve aynı yaraları aldığımız yaralar üzerinden değil!
Kahramanmaraş, Hatay ve depremden yara alan diğer illerdeki acıları, hüzünleri tek tek anlatmama gerek yok. Ne olduğunu hepimiz görüyoruz.
Tek anlamadığım Kahramanmaraş’ta yaşanan bu gerginlik o illerde de yaşanıyor mu?
Bugün yaşanan bir olay…
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’ün meclise 600 milletvekiline gönderdiği paket ve mesaj?
Yanlışı ve doğrusuyla
Doğru olanı:
-Birlik ve beraberlik mesajının verilmesi...
-Nezaket kavramı…
-Acımızla, tatlımızla beraberlik...
-Gönderilen paket içindeki en güzeli ise verilen mektup!
Sadece o mektup küçük bir kargoyla gidebilirdi. Ama mektup yerine Kahramanmaraş’ın yerel tatlarda olsun istendi.
Yanlış olanı ise:
-Zamanlama…
-İçerik…
-Kişiler...
Kahramanmaraş’ta hala karnını doyurmak için ekmek bulamayan insanlara şahidim.
Kahramanmaraş’ta kışın gelmemesi için dua eden insanlara şahidim.
Kahramanmaraş’ta çocuğuna süt bulmaya çalışan insanlara şahidim.
Her iki tarafa da sesleniyorum. Bir şeyler yapmak isteniyor ama yanlış yerde yanlış kişilere yapılıyor.
Üstte bahsettiğim kardeşlik vurgusuna gelirsek
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç haklı ve haksız olarak eleştiri hakkını yaptı. Kimin ne eleştiri yapacağına veya yaptığına karışamam ama kardeşlik vurgusunda şu olmalıydı.
Kahramanmaraş’ı böyle bir atmosfere sokmak yara alan memleketi bir kez daha yaralamak doğru değil! Ali Öztunç’u yıllardır tanırım ve severim. Meclise sunduğu birçok soru önergelerinde doğruyu savunduğunu düşünürüm ama burada birçok menfur yapının ağzına laf verdiğini de söylemeden edemem!
O paketin içeriğinin doğru veya yanlış olduğu konusunu tarafsız olarak halka sunalım.
Benim görüşüm kısa bir mektup yeterliydi. Ama ağzımız tatlansın mesajı da kötü bir seçim değildir.
ZAMANLAMA-İÇERİK-VE KİŞİLER…
Deva Partisi Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu?
İrfan Bey'e gelince, uzaktan tanıdığımız ve gördüğümüz kadarıyla Kahramanmaraş için mücadele ediyor ama şu zaman diliminde bu mücadeleyi sessiz sedasız halkımız için yapıyorsunuz, inanıyoruz ama bizi daha çok üzen bu olaylarla anılmak kalben herkesi üzüyor.
Milletvekillerine gönderilen paketlerin maliyetleri konusunda melesa ufak bir sitem dile getirebilirdiniz. Yanlış olanları zaten bizde vurguladık. Bundan sonrada vurgulamaya devam edeceğim.
Diğer taraftan belediyenin yaptığını doğru bulmuyorum. Bu konuda herkes haklıdır ama konu memleket olunca en başta başımıza taç etmemiz gerek diye düşünüyorum İrfan Bey!
En kısa zamanda bir araya gelerek memleketi tüketenleri konuşmak umuduyla...
Hayrettin Bey'e gelecek olursak?
- Böyle bir şeyden dolayı tepki alınacağını biliyormuydu?
- Seçim dönemine girerken bu paketin eksi olarak yansımasının analizini yaptı mı?
- Fikir babası her kimse en ince ayrıntısına kadar düşündü mü?
Bunları da Hayrettin Bey'e soralım...
Mesela kış geliyor, sokakta kalan vatandaşımız var mı?
Erzaklar ne durumda?
Çocuklarımız okula başladı, kırtasiye ihtiyaçları ne durumda?
TBMM'deki 600 Milletvekilini düşünürken bunlarıda düşündük mü? Umarım düşündünüz! Yoksa vay halinize...
Giden paketlerin yerine memleketimizde ihtiyaç sahiplerine gereken önem verildi mi?
Bu kadar maliyeti, milletvekillerine değilde halka verseydiniz de meclise sadece tebrik mesajını yollasaydınız daha iyi olmazmıydı?
SN. Hayrettin Güngör'e son bir soru?
Fikir babası kimdir bilemem ama basın mensuplarını "şehir dışına gitti" diye ötekileştirmek hanginizin fikridir?
Sen şuraya gittin.
Sen buraya gittin.
Sen neredeydin gibi gibi...
Bu şehir sizin değil, biz gazetecilerin ve halkındır bunuda unutmayın!
Şehrimiz için güzel olanı dilemekten başka ne dileyebilirim ki…
Kısa bir hikâye anlatayım sonrasında yeni güne uyanmak umuduyla!
BU MEMLEKETİN SAHİBİ KİM?
Zengin bir adam Miami'de bir bara girdi. İçeri girer girmez siyahi bir kadının köşede oturduğunu fark etti.
Tezgaha gitti, cüzdanını aldı ve bağırdı: "Barmen bu bardaki herkese içecek alıyorum, şuradaki siyahi kadın hariç!"
Barmen parayı topladı ve Afrikalı kadın hariç herkese bedava içki vermeye başladı.
Kızmak yerine siyahi kadın adama bakıp 'Teşekkürler" diye bağırdı.
Bu hareket zengin adamı kızdırdı. Sonra bir kez daha cüzdanını çıkardı ve bağırdı:
"Garson bu sefer köşede oturan Afrikalı kadın hariç herkes için içecek ve ekstra yemek alıyorum!"
Garson adamın parasını topladı ve Siyahi kadın hariç bardaki herkese bedava yemek ve içecek ikram etmeye başladı.
Garson yemek ve içecek servisini bitirdiğinde Siyahi kadın adama gülümsedi ve " Teşekkürler" dedi.
Bu da adamı kızdırdı. Tezgahın üzerine eğilip barmene sordu:
"Bu siyahi kadının nesi var! Bu bardaki herkese yiyecek ve içecek aldım, kızmak yerine orada oturdu, bana gülümsedi ve gülümseyerek:
"Teşekkürler!" dedi. O deli ya da budala mı?"
Barmen zengin adama gülümsedi ve “Hayır! O ne deli ne de budala. O kadın bu yerin sahibi"
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.